Nylon Passion 1

Brunette

Nylon Passion 1
Merhabalar…Öncelikle belirteyim ki hikayedeki kurgu ve karakterler tamamen hayal ürünüdür…
Oğuz nüfus yoğunluğu kalabalık olmayan bir ilçede cafe işletmecisidir. Yakınında olan liseden öğrenciler genelde bu cafeye gelip ödevleri için çıktı alırlar. Ayten de bu lisenin son sınıfında okuyan 18 yaşında 1.70 boylarında kumral çıtır bir l****a idi. Bu çıtır hatunun serin bir akşam üstü okul çıkışı yolu yine cafeye düşer.

Ayten : Oğuz abi yarın öğle vakti müsait misin ?
Oğuz : Hayırdır Ayten bir sıkıntımı var ?
Ayten : Oğuz abi bilgisayar ı çalıştırdığımda monitöre görüntü gelmiyor. Yarın ben okula gitmeden bir bakarsan iyi olur.
Oğuz : Tamam Ayten. Yarın mekana bakacak bir eleman bulursam ilgilenirim..

Oğuz aslında Ayten in her cafeye gelişinde diz üstü eteği ve güzel bacaklarını saran naylon çoraplarını gördükçe iç geçirmektedir. Ayten i beş dakika bile görse dünyalar onun olurdu ve bu bilgisayar arızası onun için bulunmaz bir nimetti. Ertesi gün Oğuz öğle vakti geldikçe yerinde duramıyor Ayten in ne renk çorap giyeceğini hayal ediyordu. Nihayet öğle vakti gelmiş Oğuz hayalini kurup arzuladığı çorapları görmek için Ayten oturduğu daireye geldi. Heyecandan olsa gerek Oğuz ürkek bir şekilde kapının ziline bastı.

Ayten : Kim o?
Oğuz : Benim Ayten. Cafe den Oğuz.

Kapı açılırken Oğuz un kalp atışları bir nebze hızlanmıştı.

Ayten : Hoş geldin Oğuz abi
Oğuz : Hoş bulduk Ayten
Ayten : Sana zahmet verdim ama
Oğuz : Ne zahmeti lafımı olur.

Ayten evde giymesi için terlikleri uzatırken Oğuz onun bacaklarını saran füme rengi naylon çoraplarına kaçamak bakış atmaktaydı. Gece yatarken fantezilerini süsleyecek olan renge karşı merakını gidermişti.

Ayten : Oğuz abi bilgisayar salonda. Sana ne ikram edeyim ne içersin ?
Oğuz : Sağ ol Ayten. Teşekkür ederim. Mekanda çok kahve içtim. Şimdilik bir şey almayayım.

Oğuz salonda ki bilgisayar masasının altına sırt üstü uzanır. Amacı arıza hariç fırsattan istifade Ayten in muhteşem füme rengi ince naylon çoraplarını süzmek idi. Nitekim Makinedaki arızanın gevşeyen kablodan kaynakladığını hemen tespit etmişti. Fakat bu arızayı hemen gidermek Oğuz için tam bir hayal kırıklığı olurdu her gece arzuladığı bu güzel ayak ve bacaklara bu kadar yakın iken. Oğuz Ayten in çoraplarını daha yakın görebilmek için kafasından tilkilikler geçiriyordu. Cesaretini toplayıp derin bir nefes aldıktan sonra…
Oğuz : Ayten bilgisayarın başına oturabilir misin ?
Ayten : Tamam Oğuz abi hemen oturuyorum.
Oğuz : Monitöre görüntü geldiğinde seslen bana
Ayten: Tamam abi.
Oğuz monitörün kablosunu istediği doğrultusunda kurcalıyor Ayten ise olanlardan habersiz görüntü gidip geliyor diye sesleniyordu. Taa ki Ayten ayak ucundaki Oğuz un ereksiyona uğramış çadırını fark edene kadar…

Ayten gördüğü manzara karşısında hafif şaşkınlık yaşarken ayak parmaklarını saran füme rengi çorabı ile çadırın tepesini hafifçe dürttü.
Ayten : Hayırdır Oğuz abi ?

Oğuz nutku tutulmuş rengi değişmiş göz banyosu yaparken aletinin onu ele vereceğini hiç düşünmemişti. Dili ve dudakları gelen o sese cevap veremiyordu. Bir yandan aletine temas eden aylarca hayallerinde arzuladığı naylon çoraplı ayakların görüntüsü tekrar tekrar gözünün önüne geliyor. Adeta şoka girmişti. Ayten az önce gerçekleştirdiği dürtmenin darbesini arttırarak…

Ayten : Hey Oğuz abi sana sesleniyorum. Kendinde misin? ( Muzip bir kıkırdama ile )
Oğuz : Pardon (derin bir nefes alarak ) Sana karşı çok mahcup oldum
Ayten : Senin ufaklık pek mahcup gözükmüyor ama ( O esnada Füme çorabı ile çadırın tepesine yumuşak darbeler ile temasa devam ediyordu)
Oğuz : Ufaklık ne yapsın böyle güzel çoraplı ayakları görünce hipnoza girdi
Ayten : Demek çoraplı ayaklara karşı zaafın var.
Oğuz : Yok desem yalan olur ufaklığın halini görüyorsun ( Biraz daha rahatlamış biçimde)
Ayten : Bu konuda ufak bir tecrübem var senin halini az buçuk anlayabiliyorum ( Çadırın tepesinde ki hafif darbeler artık yerini yumuşak sürtünmelere bırakmıştı)
Oğuz :Nasıl ? Daha önce böyle bir deneyim yaşadın mı ? ( Biraz şaşkın heyecan ve merakla döküldü cümleler ağzından)
Ayten : Teyzemlere misafirliğe gittiğimiz zaman 8-9 yaşlarında küçük oğlu mutfak veya salon masasının altına girerdi. Benim çoraplı ayaklarımı gördüğü an pipisini sürter ayaklarıma abanırdı. Bende arada bir ayaklarımla pipisi ile oynardım.
Oğuz bu cümleleri duyunca hızlı atan kalbi yerine küt küt atan bir tempoya bıraktı. Duyduğu cümleler karşısında şakaklarında kıvılcımlar oluştu. Bir yandan da Ayten in ayak baş parmağı ile çadırın tepesindeki yaptığı manevralar ile tekrar hipnoza girmişti.
Ayten : Ee hadi ufaklık çorabımın tadına bakmayacak mı ?
Oğuz Ayten den duyduğu sözcüklerler karşısında her an patlayacak kıvama gelmişti. Elleri heyecanın verdiği titreme ile fermuarı açtı. Horoz artık çadır hapsinden kurtulmuş volkan gibi lavlarını saçacak yer arıyordu.

Ayten : Bak bak burda kimler varmış ( Hafif alaycı bir tonla)
Ayten ayak başparmağı ile aletin saldığı zevk suyunu füme rengi ince çorabına yapıştırıp oyun oynuyor. Gördüğü sahneler karşısında Oğuz her saniye zıvanadan çıkıyordu. Ayten diğer çoraplı ayağını Oğuz un kasık ve testis bölgelerinde yumuşak dokunuşlar gezdirmeye başladı. Öbür ayağı çorabına yapıştırdığı zevk suyu ile oynamaya bırakıp ayak parmakları ile horozun tepesini sıvazlamaya başladı. Oğuz naylon çorapların verdiği hazza daha fazla dayanamadı. Horozu artık bir volkan gibi menilerini Ayten in muhteşem füme rengi ince naylon çoraplarına boşaldı.

Ayten : Ufaklığın herhalde gönlü olmuştur (Muzip bir gülümseme ile )
Oğuz : Hı hı (Boşalmanın verdiği sarsıntı ile cümle kuramıyordu)
Ayten meniye bulanmış ince çorabını çıkarıp horozda kalan ve etrafa bulaşan meni damlacıklarını temizledi. Oğuz monitörün kablosunu monte ederken Ayten odasına gidip ambalajından yeni çıkardığı ten rengi külotlu çorapları ile salona geri döndü. Oğuz un gözü önünde yavaş bir şekilde
o sütun bacaklarına geçirdi ten rengi çoraplarını. Yaşadığı muhteşem hazdan henüz 10 dakika geçmesine rağmen Oğuz un horozda tekrar hareketlenme başladı. Oyuncağı alınmış yaramaz bir çocuk gibi Ayten in ten renkli çoraplı ayaklarının önünde diz çöktü.

Oğuz : Şey tekrar yapabilir miyiz ? ( Utangaç çocuk edasında )
Ayten : Okula geç kalıcam. Zaten başka çorabımda yok şu an. Belki gelecek sefere sana farklı bir Sürpriz hazırlayabilirim (Yine bir hınzır gülümseme )