Türbanlı anne-2

Türbanlı anne-2
ilk yazımdan sonra bu kısımda pek birşey çıkmaz diye düşünürken boşver düşünme yaz gitsin dedim. yine kesin uzun olur onu da hatırlatayım ve beklentinizi yüksek tutmayın 🙂

O gün yaşananlardan sonra yazarken pek belli etmesem de, tek ayak üstünde kırk yalan söyleyip üç buçuk atmıştım ama o kadar korkulacak bir tablo yaratmamışız demek ki 🙂 Mehmet amca hiçbirşeyin farkında değildi. iki ev arasında geçirdiğim vakit ve aramızda oluşan bağ, manevi ailem tadında olduğundan kadının evimde uyuyakalmasına hiçbirşey dememiş Mehmet amca…

ertesi gün Ayfer abla ile pazar alışverişine giderken karşılaştık. Onlar da ailecek çıkmışlar. Ayfer abla beni göstererek. “ağır birşey olursa Hakan taşır sen başka işlerin varsa ona bak.” diye kocasına ufaktan yol verdi. anladığım kadarıyla günün kritiğini konuşacaktık fakat zarife ile ufak kız da yanımızda. Mehmet abi bizden ayrıldı ve biz devam ettik. ara sıra da konuşuyoruz zarife bizden hafif uzaklaşınca.

– öyle uyuyakalınca örttüm üstünü de nereden bileyim kocanın geleceğini. çok korktun mu sen
– korktum tabi korkmazmıyım. hatta ben hata ettim sana karşı.
– ne hatası öyle düşünme olacağı varmış olmuş öyle düşün.
– olur mu öyle şey. adamın yüzüne bakarken utanıyorum şimdi.
– o yaparken utanıyormuydu acaba.. neyse boşver bunları çok dillendirme. sen aldığın keyfe bak şimdilik.

o sırada aklıma geldi birden. hafif gülerek söyledim.

– şş bana bak ne düşünüyon ( zarifeyi gözle işaret ederek )
– ne neyi ne düşünüyom ? yürü git ordan pislik
– niye ya geçen olur gözüyle bakıyordun 🙂
– hadi be yürü git. iyice şaçmalamaya başladın sen olmaz öyle şey.
– tamam ya bişey demedim ben sadece öyle aklıma geldi. 🙂

Anlaşılan bu sadece sex sırasında konuşulan bir muhabbet olarak kalacakmış. ki üstüne gitme niyetim de çok yoktu. olsa bile nasıl olacaktı ki zaten.. gerçi orasında bakarsak Ayfer ablayla da nasıl oldu.. o oluyorsa diğeri de olur. imkansız diye birşey yoktur sonuçta.. herneyse 😀

pazar alışverişimizi tamamladık. ben zaten tek kaldığım için pek birşey almadım ama ayfer ablanın elinden ağır olmasın diye patates soğan falan o poşetleri ben taşıdım. Zarife de kucağında çocuk var diye dönüşte taşıyamadı. Eve geldiğimizde geç sende bi kahve yapayım içeriz diye Zarifeden teklif gelince tamam dedim. o mutfakta uğraşırken biz tekrar konuşmaya başladık ve malum soruyu sordum.

– Ne zaman yapıcaz bir daha ?
– bir daha mı ? yok öyle birşey olmayacak bitti gitti işte.
– neden sen zevk almadın mı?
– ne biçim konuşuyon sen bak kız içerde öyle konuşma
– soruma cevap ver
– tamam aldım. aldım da sonrası yok işte.
– bak halen içinde yanan bi alev var. kendine bunu neden yapıyorsun. neden bu hayattan zevk almak istemiyorsun. elinin altındaki imkanları terslemesen ?
– nasıl konuşuyon sen öyle ya. Mehmedin yüzüne bakarken utanıyorum diyorum sana.

Baktım ki bu işin sonu yok gibi. ben de farklı bi açıdan hiç değilse kadının işi görülsün diye motivasyon konuşmasına çevirdim kendimi. bunu niye yaptım bilmiyorum da belki yapım böyle..

– tamam elinin altındaki imkanlar derken kocan var yanında bunu bir daha değerlendir. bir şeyler üret.
– napayım bunca zamandan sonra.
– olumsuz bakmasana şu duruma. bir iki cilve yap belli et istediğini bakalım belki o da halen isteklidir sana. Güzel iç çamaşırları al, gelince şimdi belli et kendini, bugün olmaz yarın olur sen peşini bırakma bunun elbet o da istediğin şeyi verecektir sana.
– bu saatten sonra hee neyse tamam.

neyse tamam derken Zarife elinde tepsiyle içeriye girdi ve..

– Ne olmuş saate ? ( zarife)
– birşey yok kızım ( ayfer)
– patlıcan ucuzdu ya son baktığımız tezgahta acaba 2-3 kilo daha mı alsaydık evde hem yeniliyor diye diyordu da bende istersen gidip hemen alır gelirim demiştim. ona dedi öyle. ( ben )
– he bişey olmaz haftaya aynı olursa alırız ( ayfer )

kahveleri içip kendi poşetlerimi alıp evden ayrıldım. bir iki gün görüşmedik. pek evden çıkmadım ben de kafamı bilgisayara ve telefona yordum. evraklarımın eksiği olup olmadığı ve iş yeri konusunda herşeyi tamamlamaya çalışıyordum. daha iyi teklifler geliyordu tabi sezona doğru. bana da seçenek artıyor ve kabul edip etmemek için zaman istemek düşüyordu. neyse gelelim tekrar konuya 😀

öğlen saatleri gibiydi kapım çaldı. gelen Ayfer ablaydı. Nasılsın oğlum diyerek içeriye girdi. pek mutlu değil gibiydi.
çayını doldurup geçtim bende salona doğru. hoşgeldin abla diye.

– Geçen demiştin ya dene şansını diye. işte gittim ben de kendime birşeyler aldım.
– ne aldın ?
– işte iç çamaşırı çorap falan herneyse. işte o gün akşamına da güzel güzel yemekler yaptım. Mehmetle göz göze geldiğimizde hafif gülümsüyorum falan. Akşam yatağa girceğimizde söyledim bu gün çok istekli olduğumu. sonra o yeni aldığım çamaşırları içime giymiştim. soyununca gördü şaşırdı. bunlar ne böyle diye. dedim ki senin için aldım beğenmedin mi. Beğendim de ne gerek vardı şimdi masrafa dedi.

– tüh öyle de denmez ki şimdi. işe yaramadı mı yani.
– yaradı canım yaradı. o gün mutlu oldum tabi sonra. akıl verdin diye bir de teşekkür etmeye geleyim dedim.
– ne gerek var teşekküre falan sen mutlu ol yeter. peki ne yaptınız ? 🙂
– onu da anlatmıyım artık sende sapıtma iyice..
– niye canım benden mi utanıyorsun 🙂 merak ediyorum işte anlat.
– yok utanmıyorum da işte aman neysee.. işte o da soyunmaya başladı. sonra geldi yanıma biraz ayakta öpüştük. sonra ben aşağıya doğru yavaşça eğilip ağzıma aldım. ilk başta kolumdan tuttu biraz ama sonra devam ettim bıraktı.
tuttu beni yatağa ittirdi. sonra tükürükleyip girdi içime.

O anlattıkça ben ağzım açık gözlerim kocaman “ee sonra” diyerek dinliyorum pür dikkat. Ayfer de bir süre sonra bile bile beni gaza getirmeye çalışıyormuş gibi anlatmaya başladığını düşündüm. İlklerden yok ayıp anlatmam diyordu çüünkü şimdi ise sikiş sokuş bayağı ağzından eksik olmuyor. 😀 devam ediyorum

– bi güzel sikti beni. ben boşalmadan da boşalmadı. boşalacağı zaman ağzıma ver diyince şaşırdı tabi ama o döllerini ağzıma boşatıp yuttuğumda iyice şaşırdı.
kimden öğrendin sen bunları diye..
– ee sen ne dedin 🙂
– geçenlerde güne gittiğimde genç kızlar anlatıyordu öyle orda iyice canım çekti ondan aldım çamaşırları falan gibi birşeyler söyledim.
– haha iyi demişsin 🙂 naptınız sonra yattınız mı
– yok zor bela kaldırdım sonra inat ettim. bi posta daha geldi. sonra da kırdı kıçını uyudu.
– ee işte mis gibi daha ne istiyorsun.
– birşey istemiyorum ya ne istiycem işte teşekkür etmeye geldim dedim ya
– önemli değil.
– belli belli pantolonu yırtacan neredeyse
– ee sen öyle anlatınca
– kendin kaşındın 🙂
– olsun
– yok yok olmasın.

Dedi ve ayağa kalktı ” merak etmişsindir aldıklarımı” dedi çıkarmaya başladı üstünü. ince ten rengi bir çorap. jartiyer takım. çorabın üst kopça bağlanan kısımları siyah ve kırmızı dantelli kalın. ( tam adı neyse artık bilmiyorum ) g-string bir külot o koca götünün arasında görünmüyor bile. üstünde ise sütyen yok.

Muhteşem bir manzara karşısında elim ayağıma dolandı resmen. porno yıldızları gibi. bunları giymeye cesaret edemez diye düşünür insan fakat karşımda duruyordu küçük dilimi yutacaktım neredeyse

– Nasıl olmuş beğendin mi ?
– ba yıl dım.
– bakalım ne kadar beğendin.

diyerek bana doğru yürüyünce ben de ayağa kalktım. pantolonumu çözüp sikimi çıkardığında gözlerime bakarak ağzına aldı. bir iki dakika içinde ağzına boşaldım.
ağzından çıkarmadan yuttu hepsini ve ” bu ne hız böyle” derken gülerek yüzüme bakıyordu. boğazından tutarak ayağa kaldırdım

– bugün sana öyle şeyler yaşatıcam ki keşke bu kadar hızlı olup bitseydi diyeceksin.
– öyle mi… seninim erkeğim. seninim oğlum.

boğazından tutarken bir elimle de yüzünü seviyordum. iki parmağımı ara sıra ağzına sokup sakso çektiriyor. ağzındaki tükürükleri suratına doğru sürüyordum. böyle şeyler beklemiyordu sanırım benden. ki ara sıra öpüşüyor, öpüşmemizi kesince parmaklarımı ağzına sokuyordum. sonra bi ara ağzının içine doğru tükürdüm. Şaşırdı ve ne oluyor öyle gibi bi ifade takındı suratına. aldırış etmeden devam ettim öpüşmeye. sonra külodunu çıkarıp koltuğa yatırdım. mis gibi tıraşlı amcığı karşımda duruyordu. başladım yalamaya. bir yandan amını parmaklıyorum bir yandan da yalıyorum. o boşalana kadar devam ettim.
kuduruyordu desem yeridir.

ayağa kaldırıp koltuğa domalttım ve sikimi bacak arasına soktum. ileri geri giderek amına sürtmeye başladım. saçlarından tutarak kafasını geriye doğru çekip yan çevirdim. beni yandan görebiliyordu. bir elimde altta memelerinde. ona doğru eğilmiş sürtünüyorum

– ooff sik beni hadi
– çok mu azdın.
– evet hadi sok şunu içime çıldırıyorum.
– götüne giricem şimdi
– gir nereye istersen gir hadi sok şunu artık bir yere

amından zaten ıslanan sikimi götüne doğru bastırmaya başladım. girmiyordu ama ben giriyormuş gibi sert bastırıyorum. yavaş yap acıyo dese bile aldırış etmeden bastırıyordum. kafası içine birden girince eli gibi bağırdı ” ahhhhhh” diye. ama ben girince hiç durmadan dibine kadar ittirmeye devam ettim.

– aaaahhhhh yavaş yavaş dur acıyo dur
– kes sesini dedim sana baştan.
– tamam ama dur çok acıyo dur sokma lütfen dur lütfen

söylediklerine kulak asmadan devam ediyordum çünkü bir daha asla sikemeyecekmişim gibi bir his kapladı içimi.
kadın altımda can çekişirken yaptığım aslında vahşiyce bir hareket gibi geldi ama aldırış etmedim o an aşırı zevk alıyordum. ( bkz: göt kurbanı )

dibine kadar inice sert bir şekilde girip çıkmaya başladım. ince ince inliyordu başka da sesi çıkmıyordu.
iyice sesi kesilince saçlarından tutup kafasını kaldırdım.

– hoşuna gidiyor mu
– hı hı
– dün kocan böyle mi sikti seni
– ıı ıı

kadın acıdan ağlıyordu resmen. sikimi götünden çıkarınca gözleri açıldı. bu sefer çıkarıp amına girdiğimde derin bi “oohhh” çekti. 8-10 dk kadar sikmiştim götünü. iki elimle ayırdığımda deliğinin halen kapanmadığını görünce tekrar amından çıkıp götüne girdim.
3-5 kez sokup delik değiştiriyordum. içinden çıkıp koltuğa oturdum ve üstüme çıkmasını istedim.

sikimi tutup amına soktu. yüz yüze bakıyorken memeleriyle oynamaya emmeye başladım.

– hadi erkeğim boşal artık.
– hoşuna gidiyor mu
– evet hadi bittim ben boşal erkeğim hadi doldur amcığımı.
– kocan da burada olsa o da götüne girse
– offf evet hadii
– iki yarak birden ister miydin
– evet hadi sik beni aşkım
– zarifeyi de sikeyim mi senin yanında
– sik erkeğim beni de sik onu da sik
– o da ister mi sikilmeyi
– ister aşkım onun da amını doldur benimkini de
– oh evet
– hadi erkeğim bittim ben artık boşal amcığıma doldur döllerini.

o kadar tahrik edici konuşuyordu ki kendimi zor tutmaya başladım sonlara doğru ve dayanamayıp amına boşaldım en son. sikimi içinden çıkarmadan üzerime doğru yığıldı koca kadın. o da çok yorulmuştu ben de.
üstümden kalkınca elini amına sokup çıkan dölleri ağzına götürüyordu.

bu yaştaki bir kadından bekleyemeyeceğiniz bi performans ve konuşmalara şahip olmuştum.
tuvalete gidip temizlenip geldi. üstünü giyindikten sonra çekip yanıma oturttum.

– nasıl beğenmiş miyim.
– beğenmişsin beğenmişsin. canımı okudun. hayvan herif
– dedim ama ben sana
– canım yanıyor hala
– seni böyle bütün gün sikebilirim.
– ama ben bütün gün yapamam
– ben de zorla sikerim
– yapma birdaha öyle
– o zaman kızını sikerim öyle ( elimi amına doğru attım ve amcığıyla oynamaya başladım.)

yüzüme baktı ve

– verirse yaparsın.
– zorla tutup siksem istemez mi
– bu yarrağı bi kere yedikten sonra…
– görmek istemez miydin.
– bilmiyorum.
– öğreniriz.

tam amcığını parmaklamaya geçmiştim ki. elimi çekip ayağa kalktı.

– hadi ben gideyim artık. yeter
– nasıl istersen. bu arada teşekkür ederim; teşekkürün için 🙂
– hahah manyak. 🙂

Yine pek kısa sayılmayacak bir yazı oldu. diyaloglar tam olarak böyle değil tabiki ama elimden geldiği kadar diyeyim 😀 okuduğunuz için teşekkür ederim