Bir Fahişenin İtirafları 2

Bikini Babes

Bir Fahişenin İtirafları 2



Fahişelik kariyerimin ilk müşterisi olan 45 yaşındaki Nevzat Bey ile, kendisinin kaldığı Otelin odasında, elimizde kadehlerimizle, yatağında yan yana oturup sohbet ediyorduk. Hala adamın niçin harekete geçmediğini merak ediyor, ve acemiliğimden kaynaklanan korku ile, ilk hareketi yapmaya çekiniyordum. Nevzatın üzerinde, siyah kumaş pantolon ve beyaz bir gömlek ile kravatı vardı. Benimle aynı boydaydı ve hafif göbekliydi. Kısacık siyah saçları kırlaşmış, esmer yüzü sinek kaydı traşı ile pırıl pırıldı. Genel anlamda hoş sayılabilecek bir adamdı.



Bana Ankara ile İstanbul arasındaki trafik sorunlarını anlatıyor ve bu konu beni çok bunaltıyordu ama yinede onu ilgiyle dinliyormuş gibi yapıyordum.


Bu saçma sapan sohbetin arasında ansızın elini dizimin üzerine koyup, çok güzel olduğuma dair bana iltifat etti.


Kendisine teşekkür ederken, utangaç bir şekilde başımı önüme eğmiştim. Bu tavrım onun çok hoşuna gitmişti.


Daha sonra bu kibar ve beyefendi tavırlı Nevzat bey aklımı başından alan garip bir gece yaşattı bana.



Benden önce soyunmamı rica etti, ve bana Mango Mağazasının bir poşetini uzatıp içindekileri giyinmemi rica ettiğinde, elbette şaşırmıştım ama ricasına itaat ederek, poşettekileri adamın gözleri önünde giyinmeye başlamıştım.


Beli düşük bir kot pantolon, ve kısacık beyaz bir t-shirt. Mide ve göbek bölgemin yarısı açıktaydı.



Ve bu beyefendi görünümlü adam daha sonra bir koltuğa oturup eline bir gazete alıp okuyormuş gibi yaptı ve benden onun yanına gidip, ona sarılıp şımarık bir ses tonu ile kendisine ” Babiş ” diye hitap ederek onu yanaklarından öpmemi ve kendisine sırnaşmamı, ve benimle yatması için yalvarmamı istedi!!!!!



Bunu duyduğumda beynimin içinde şimşekler çakmıştı! Adam kendi kızı ile ilişkiye girme fantezisi kuruyordu! Bu düşük belli kot pantolon,ona “Babiş” diye seslenmemi istemeler…hep bundandı. Midemi bulandıran bu talebine uymaktan başka seçeneğim varmıydı ki?


Bana denileni yaptım.


Adama sırnaştım. Oturduğu koltuğun, dirseklik kısmına oturdum, ve bana önceden vermiş olduğu tüm replikleri şımarık bir genç kız edası ile tekrarladım.



Adam beni: ” Çekil git başımdan kızım, görmüyormusun gazete okuyorum ” diye tersliyor ve bende buna karşılık dudak büküp : ” Ama Babiş yaaa, şimşek ve gök gürültüsünden çok korkuyooom yaaa, yatağımda bu gece yalnız başıma uyuyamıyooom yaaa, hadi Babiş gel benimle, hadi noooluuur ” diye yalvarıyordum ve Adam en sonunda zorla ikna olmuş gibi, kızına (yani bana) söylenerek, oturduğu koltuktan kalkıp benimle yatağa doğru gidip, önce benim soyunup yatağa girmemi bekledikten sonra, bende ondan soyunmasını isteyecektim : ” Sende üzerindekileri çıkart Babiş yaa” falan dediğimde, Adam sinirli bir şekilde söylene söylene soyunup yatağa yanıma girmişti. Nevzatın bedeni yüzde doksan siyah kıllarla kaplıydı ve benim yüzük parmağım kadar minicik bir penisi vardı.


Çok komik görünüyordu. Ama bu berbat mide bulandırıcı oyun yüzünden hiç de gülesim yoktu doğrusu sevgili seks-hikaye.com `cular.



Adama yatakta dokunabilmek ve çıplak bedenimi onunkine sürtünmek için binbir numara yapmalıymışım ve ne yapıp edip beni becermesini sağlamalıymışım.



Hatta bir ara benden ağlamamı bile istedi, ona ağlayarak yalvarmamı istedi :” Noluuuur Babişciğim, benim ilk erkeğim sen olmalısın. Okulumdaki o sivilce suratlı oğlanlara bırakma beni yaaa. Benim kızlığımı en güzel sen alırsın Babişciiiiim. Bana hayatımda herşeyi ilk öğreten sen değilmisin Babiş? Sex hakkındaki herşeyide senden öğrenmek istiyoruuuum yaaa, hadi noooolur beni kırmaaa “



Herifin dediği herşeyi aynen yaptım. Onun istediği gibi konuştum ve davrandım.



Adam mutluluktan uçuyordu ve güya benim yalvarmalarıma dayanamayarak benim ilk erkeğim olmayı kabul etmişti.


Önceleri üzerimizde ki yorganın altından beni öpüp okşadı durdu, sonra yorganı üzerimizden çekerek benim onun penisine dokunup : ” Ayyy Babiş şeyin ne kadar kocamaaan, bunun hepsini içime sokabilecekmisin? Canım çok acıyacakmı? ” diye korku dolu gözlerle söylememi istedi.



Bütün bu iğrençlikler beni bu kadar dehşete düşürmeseydi, aslında onun bana ” şeyin ne kadar kocamaaan ” diye dedirttiği esnada kahkahalarla gülerdim herhalde. Adamın penisi, kalkık vaziyette bile gülünç denilecek derecede minicikti ve kendisi bir prezervatif geçirip, üstüme çıkıp uzandığında ve benden bacaklarımı açmamı istediğinde, sanki bana dünyanın en devasa aletini sokacakmış gibi tavırlara girmesi, evlere şenlik bir gösteriydi.



Nevzat, bacaklarımı dizlerimden kırarak ayaklarımı yatağa yasladı ve kendi ellerimle, amımın dudaklarını ayırıp kalçamı hafifce ona doğru kaldırmamı istedi ve tamamen tüysüz olan amcığıma aletini şöyle bir sürtüp deliğimden içeri doğru bastırmıştı.



İki gece önceki Aybarsın amıma giren orta parmağı bile daha kalındı sanki.


İçime doğru kaymakta olan hafif bir basınç hissetim ve Zelişin tembihlerini hatırlayarak kendimi kasmamaya çalıştım.


Nevzat o minyatür aletini vajinamdan içeri ağır ağır kaydırıyor, arada bir durup biraz geri çekip bekliyor ve kaygılı bir sesle: ” Canın acıyormu Bebeğim? ” diye soruyordu, oysa ben hiç birşey ama hiç birşey hissetmiyordum, fakat o an anlamıştım ki adam benden sızlanıp, yakınmamı bekliyordu ve bende ona : ” Ayy Babiş çok acıyooo … çok kocamaaan… hepsini sokma içime, sığmaz yaaa ” falan diyordum.



Bunun üzerine Nevzat yüzümü gözümü öperek : ” Dayan bebeğim, az kaldı … güven bana ” dedikden sonra o minyatür aletini tekrar ağır ağır içime itiyordu.


Nihayet Herifin kasıkları kasıklarıma yapıştığında, elleri ile üzerimde şınav çeker gibi doğruldu ve kalçasını geri çekerek daha sert bir vuruşla aletini içime bastı … tam o anda hafif bir acıyla karışık yanma hissi duydum vajinamın içersinde.



Acaba kızlık zarım yırtılmışmıydı diye düşünürken Nevzat birden bacaklarımı tutup omuzlarının üzerine aldı ve hızlanarak beni sikmeye başladıydı : ” Tatlımı babişinin yarağı bebeğim? İşte seni böyle sikecekler bebeğim… artık bir kadın oldun…seni ben kadın yaptım bebeğim…ahh yavrum çok sıcaksınnnn… çokmu istiyorsun Babişini? Söyle meleğim, bebeğim…hala acıtıyormu yarağım küçük amcığını?… Alış buna yavrum, işte sikişmek böyle olur… seni böyle sikecekler… sana yaraklarını işte böyle sokacaklar bebeğim ” diye diyede bir yandan kendinden geçerek sayıklıyordu.



Artık sızlanıp yakınmamı değilde, zevkten uçuyormuşum gibi yapmamı beklediğini anladığımdan bende üzerime düşen rolü oynadım ve inleyerek: ” Ohh babişim çok güzel ayyy çok güzeeel … beni hep sen sik babişim.. ohhh seni seviyorum, benim biricik babişiiimmm… demek sikişmek böyle oluyor…ohhh… evet evet… geliyorum geliyorum babiiiiiş ” diye haykırmıştım.



Herif kendini o kadar kaptırmıştı ki rolüne, gerçekten boşaldığımı sanarak : ” Gel , gel babişine yavrum gel…seni daha çok getireceğim böyle..bebeğim benim… kollarımda ilk boşalmanı doya doya yaşa… al bebeğim..al al alll ” diye gururlanarak coşmuştu.



Oysa ben hala kupkuru olan vajinamın içersinde hafif bir yanma hissinden ve Herifin üzerimdeki ağırlığından başka bir şey hissetmiyordum ama bu benim sürekli rolüme sadık kalarak zevkle inlememe engel olmuyordu.



Adam üzerimde şınav çeker gibi tepinmeye devam ederken, acaba ikinci kez orgazm taklidi yapabilmem için ne kadar zaman geçmeliydi ilkinin ardından? Kaç dakika sonra ikinci kez boşalıyormuşum gibi yapabilirdim? inandırıcı olmalıydım. Yoksa bu oyunun büyüsü bozulur ve herif benden memnun kalmayabilirdi.


Nevzatın alnında boncuk boncuk terler belirmişti ve derinden gelen bir böğürme sesiyle adam üzerimde kaskatı kesildiğinde onunda boşaldığını anlayarak, hemen bende çığlıklarımı yükselterek ve başımı sağa sola savurarak, onunla birlikte orgazm oluyormuşum gibi yaptım.



Herif bir anda külçe gibi üzerime yığıldığında onun kıllı terli göğsünün altında boğulacak gibi olmuştum. Bu orospuluk işi ne kadar zordu böyle? O an bütün kalbimle bana iftira atan mağaza sahiplerine lanet okumuştum.



Daha sonra Nevzat üzerimden kalkıp bacaklarımın arasına bakmıştı, kan varmı diye. Sönük halde dahada ufak duran aletinin üzerindeki prezervatif de vajina salgılarımla karışık pembe lekeler vardı.


Nevzat bunu görür görmez keyfinden hemen bir puro yakıp yanıma uzandı ve benden kalkıp sehpanın üzerinde duran siyah çantayı getirmemi istedi.



Yataktan kalkarken vajinamın içindeki sızıyı biraz daha güçlü hissettim. İstediği çantayı getirip önüne koyduğumda, Nevzat çantayı açtı ve yatağın üzerine değişik ebatlarda üç takma yarak dizdi. ilki kalın ve kısaydı, ikincisi ince ve uzundu ama üçüncüsü Zelişin bize izlettirdiği porno filmlerindeki zenci yarağına benziyordu. Rengi simsiyahtı ve gerçekten büyük görünüyordu.



Başıma gelecekleri anlayarak, elim ayağım titremeye başlamıştı. Bu Herif bütün bu takma yarakları bana sokacaktı ve aynen korktuğum gibide oldu.


Fakat Nevzat başlamadan önce, ben çişim geldi bahanesiyle, çantamıda yanıma alarak banyoya girip, önce amımı ıslak bir mendille sildim ve sonra küçük bir tüp kayganlaştırıcı jeli amımın içine doğru sıktım ve parmağımla içine doğru ovaladım. Jel şeffaf olduğundan, anlaşılmıyordu.



Daha sonra Nevzatın yanına döndüğümde, kalbimin korkuyla çarpmasını bastırmaya çalışıyordum. Zelişin söylediklerini anımsadım. Müşteri memnuniyeti herşey demekti. Bu yüzden Nevzat o içi oyuk olan takma yaraklardan; kısa ve kalın olanının içine, kendi küçük ve sönük aletini koyarak beline bağladığında hiç itiraz etmedim.



Beni ilk takma yarakla koltuğa oturup kucağında hoplatarak sikerken: ” Alışmalısın bebeğim bunlara… erkeklerin değişik değişik yarakları vardır…seni hepsine alıştıracağım yavrum… seni işte böyle sikecekler güzel kızım… başkaları seni sikerken babişini hatırlayacaksın … seni en iyi ben sikerim yavrum… bağır bebeğim bağır..” diye coşarak sikiyordu.



Bu sefer canım gerçekten yanıyordu, kasıklarım ikiye ayrılıyormuş gibi oluyor ve rol yapmama gerek kalmadan acıyla bağırıyordum. Herif beni ince belimden sıkıca tutuyor ve alttan vura vura beni zıplatıyordu. Yaklaşık on dakika boyunca bu pozisyonda beni düzdükten sonra, kalkıp dildo`ları değiştirdi.



Nevzat ince ve biraz daha uzun olan ikinci takma yarakla beni koltuğun arkasına domaltarak ayakta sikerken, koltuğun köşe yastığını alıp ağzıma dayamıştı çünkü Otel de çığlıklarımın duyulmasına engel olmaya çalışıyordu.



Ağzımı yastığın içine bastırarak boğazım yırtılırcasına haykırıyor ve yaşadığım bu işkencenin bir an önce bitmesi için ben dua ederken, Herif alttan göğüslerimi avuçlayıp asıla asıla sertçe geçiriyordu bana. Hızlı bir tempoda sikmiyordu, yavaşça geri çekilip ani bir hareketle içime köklüyor ve bir kaç saniye bekledikten sonra tekrar ağır ağır geri çekiyordu ve bir yandanda abuk sabuk konuşuyordu.



İzlediğim onca porno filmlerindeki kadınlar hiçde böyle acı çekiyor gibi görünmemişlerdi. Aksine çok zevk alıyor gibiydiler? Yoksa onlardamı rol yapıyordu? Yoksa bendemi bir eksiklik vardı? Belki anormallik bendeydi? Çünkü en ufak zevk almak şöyle dursun, bacak aramdaki sancıyı karnımın boşluğuna kadar hissediyordum.



Allahın cezası herif beni takma yarakla düzdüğü için, onun kendi aletinin sert olup olmamasının önemi kalmadığından, daha uzun sikebiliyordu.


Yatağın üzerinde bekleyen üçüncü kocaman siyah takma yarağı düşündükçe dizlerimin bağı çözülüyor, dehşete kapılıyordum. Eğer şimdiki bu kadar acıtabiliyorsa, o zenci yarağı biçimli şey kimbilir beni ne hale getirecekti? Kesin ölürdüm! Bu otel odasında bu sübyancı sapık herif, diğer üçüncü yarakla beni kesin öldürürdü! Değermiydi para için çektiğim azaba? Aybars bile beni götümden sikerken canım bu kadar yanmamıştı ve sikiş bu kadar bitmeyecekmiş gibi uzun sürmemişti.



O an karar verdim. Değmezdi. Bu herife dönüp, o takma yarağı kendi götüne sokmasını söyleyecek, üzerimi giyinip çıkıp gidecektim bu odadan. Gerekirse, Zelişe ödediği parayı ona geri iade edecektim.



Tam o esnada ellerimle tutunduğum koltuk kenarından kendimi aniden geriye doğru iterken aynı andada Nevzata doğru dönme hareketi yaptım.


Beklemediği bu hareket karşısında Nevzat her nedense bir an sendeleyerek; belden yukarsını geriye doğru hızla çekti… ve olan o an oldu.



Nevzat acı bir feryatla öylece kalakaldı. Biraz önce : ” Ah bebeğim ah ” diye inleyen herif, artık : ” aaağğ belim …belim sakatlandı ” diye inliyordu.


Nevzat olduğu yerde kalmış, bir eli arkada belini tutuyordu ve yüzü kireç gibi olmuştu. Kımıldayamıyordu bile.



Görünüşe göre, fahişelik kariyerimin ilk müşterisi ile olan maceram buraya kadardı. Herifin beli fena incinmişti.


Bu durumdan beni suçlayacağını düşünerek hemen ağlamaklı bir sesle: ” Canım yaa, seni daha derinlerimde hissedebilmek için kalçamı sana doğru hareket ettirmiştim, çok zevk alıyordum, beni daha derin sikebilmen için hareket etmiştim ” diye yakınmaya başlamıştım.



Nevzat yüzünü acıyla buruşturarak : ” Biliyorum yavrum biliyorum, senin bir suçun yok…bende zaten belfıtığı başlangıcı var…ağğğ belim çok kötü acıyor…bana yardım et ve beni yatağa kadar götür ” diye konuştuğunda rahatlamıştım.


Onun koltuğunun altına girerek yatağa götürdüm. Uzanabilmesi bile 15 dakikayı almıştı, en küçük hareket bile ona büyük acı veriyordu.



Mutlaka bir doktor çağırması gerektiğini söyledi. Fakat doktor gelmeden önce bazı hazırlıklar yapılmalıydı.



Benden belindeki takma yarağı çıkarıp, ve diğer takma yaraklarıda toplayıp çantaya koymamı istedi, ve sonrada ona iç çamaşırlarını giymesinde yardımcı oldum. Bende üzerimi giyindim, otel odasına biraz çeki düzen verdikten sonra, lavaboda gördüğüm onun deodorantını alıp yatağa ve odanın içine bolca sıktım.



Yürürken bile hala kasıklarımdaki sancıyı hissedebiliyor ve Nevzatın böyle acı içinde kalmasından dolayı mutluluk duyuyordum.



Nevzatın başucundaki telefonu kucağına bıraktım, oda resepsiyonu arayıp durumunu bildirdi, resepsiyondakiler derhal bir doktor göndereceklerini söylediklerinde, Nevzat`dan ve benim için işkence odası haline gelen bu otel odasından ayrılma vaktim gelmişti.



Bu herifden iğreniyor ve ondan nefret ediyordum ama yinede fahişelik kuralları gereği eğilip Nevzatın yanağına bir veda busesi kondurdum.


Nevzat bana acıyla karışık gülümseyerek : ” Kusuruma bakma yavrum, işimiz yarım kaldı. Sana daha ne çok güzellikler yaşatacaktım ama kısmet değilmiş. İnşallah bir dahaki sefere telafi ederiz. Zelihaya benden selam söyle, onun sayesinde hayatımın en güzel saatlerini yaşadım. Senin ilk erkeğin olmaktan gurur duyuyorum yavrum. Ankaraya bir dahaki gelişimde seni mutlaka tekrar çağırtırım. Hoşçakal yavrum ” diye konuşmuştu.



Bu herif hem sapık hemde manyaktı galiba?! Bir dahaki sefere mi? Asla! Bir daha yüzünü bile görmek istemiyordum.



Yinede ona gerçek duygularımı belli etmeden, ona tebessüm ederek el salladım ve odadan çıktım.



Odadan çıkar çıkmaz odanın kapısına sırtımı yaslayıp derin bir nefes aldım ve saatlerdir içimde tuttuğum sözcükler ağzımdan döküldü: ” Aşağılık herif! “



Otelin giriş katına indiğimde, cep telefonumdan Zelişi aradım, işimin bittiğini bildirdim ve Emel`in dönüp dönmediğini sordum.


Emel döneli bir saat oluyormuş hep birlikte bir kebapçıda yemek yiyorlarmış ve Aybars hemen kalkıp beni almaya gelecekmiş.


Zahmet etmemesini söyledim, bir taksiye atlayıp doğru eve gideceğimi bildirdim. Ses tonumdan iyi olmadığımı anlayan Zeliş, bana itiraz etmedi ve biraz sonra evde buluşacağımızı söyleyip kapadı.



Eve geldiğimde ilk yaptığım, küveti sıcak suyla doldurup sızlayan vücudumu içine bırakmak oldu. Gözlerimi kapatıp, gece boyunca yaşadıklarımı anımsadım. Bu kızlığımı kaybettiğim geceydi.


Gözlerim doldu ve sarsıla sarsıla ağladım. Ağladıktan sonra biraz rahatlamıştım.



Banyodan çıktığımda ev arkadaşlarım ve Aybars gelmişlerdi bile. Oturup onlara olan bitenler hakkında rapor verdim. Benimle birlikte üzüldüler ve Nevzatın belini kanırtmasına benimle birlikte keyiflendiler. Daha sonra Zeliş, Nevzatın cep telefonunu arayarak kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulundu ve benden memnun kalıp kalmadığını sorduğunda adam benim hakkımda övgüler yağdırmıştı.


Yani işi yarım kaldı diye, parasının yarısını iade talebinde falan bulunmayı düşünmüyordu bile.



Zeliş telefonu kapattıktan sonra, Aybars ve kendi payına düşen komisyon ve masraf paralarını kesmeden önüme koydu. Niçin paradaki hakları olan payı almadıklarını sorduğumda : ” Güzelim biz seni seven dostların olarak, şu şerefsiz mağaza sahiplerine parayı ödemeden senden komisyon almama kararı aldık. Önce sen bir feraha çık bakalım, gerisini sonra düşünürüz. Emelden de komisyon almadık. Bu geceki parasını olduğu gibi yarın ailesine gönderecek. ilk gecende yaşadıkların için çok üzgünüm tatlım, böyle olsun bende istemezdim. Nevzat denilen o herifle bende yatmıştım ama benimle böyle sapık şeyler yapmamıştı. Eğer hala bu işe devam etmek istersen, sana bir haberim var Mavişim “



” Nedir? “



” Pazartesi günü sen ve Emel tekrar işe çıkacaksınız. Müşterileriniz hazır. Ne diyorsun?”



Dönüp Emelin yüzüne baktığımda, Emel elimi tutup bana :” Eğer sen devam etmeyeceksen, o zaman bende devam etmem ” diye konuştu.



İkimizde biliyorduk ki devam etmemek gibi bir seçeneğimiz yoktu. Zelişe o gece ikimizinde devam edeceğimizi söyledik.



Pazartesi günü buluştuğumuz Adamlar, Adanadan gelmişlerdi ve Ankara- Dikmenlerde bir ahbaplarının evinde kalıyorlardı. Fakat biz o eve gittiğimizde , sadece bu iki Adanalı vardı. Benimkinin adı Hüseyin di, esmer, sıska ve kısa boyluydu. 40 yaşları civarındaydı. Adamın boyu benim omuzuma kadar bile gelmiyordu. Başını yukarı kaldırıp bana hayran hayran baktığında gülesim gelmişti.



Emelin o günkü müşterisinin adı Selim`di ve o da Hüseyinin yaşlarında ama daha uzun boyluydu.



Adamlar, bizimle beraber gelen Zelişe daha önceden anlaştıkları ücreti ödeyip, Zelişi uğurladıktan sonra, bizleri salonun ortasına kurmuş oldukları çilingir sofrasına davet ettiler.


Hayatımda o gün ilk kez rakı içtimdi. İçkiyi geri çevirmiştim ama ısrar etmişlerdi.Bende bardağıma bir parmak rakı ve gerisini bolca suyla doldurmuştum.



CD-den müzik koydular. Oryantal ve oyun havaları. Önce bizleri oynattılar. Emel ve ben , üzerimizdeki dar ve mini elbiselerimizle önlerinde göbek atıp oynarken, onlarda kadehlerini bizlere doğru kaldırıp kaldırıp içiyorlardı. Arada bir muzip sırıtşlarla zaten boyları çok kısa olan mini elbiselerimiizn altına bakıyor gibi yapıp gülüyorlardır. Sonra onlarda kalkıp bizimle oynadılar.


Selim slow bir müzik cd`si koydu ve ben koltuk altımda kalan Hüseyinle, Emelde kendisinin neredeyse iki misli boyunda olan Selimle dans ederken, bu komik manzara karşısında dayanamayıp gülmeye başlamıştım.



Minyon arkadaşım Emel, daha çok Hüseyine göre uygundu ve bende daha çok Selime uygundum.


Neden güldüğümü hemen anlayan Selim, hiç bozuntuya vermeden partnerlerimizi değişmeyi teklif etti.



Öyle yaptık.


Slow dans esnasında sarmaş dolaş dans ederken, Hüseyin elini Emelin eteğinin altından atıp kızın kalçasını okşamaya başladıydı. Emel kikirdeyip, Hüseyine biraz daha sokuldu. Çok geçmeden ikiside öpüşmeye başlamışlardı.



Selim kolumdan tutup beni yatak odasına doğru götürdü ve yüzüme bakmadan soyunmaya başlamıştı ve benimde soyunmamı emretti.


Ben üzerimi çıkarmaya başlarken, dolap-aynasından beni izliyordu. İçime siyah string-tanga ve önden kopçalı dantelli sütyen giymiştim. Selim, boxer`ini çıkarmadan yanıma gelerek kendi etrafımda dönmemi söyledi.



Denileni yaptım ve ağır ağır önünde, kendi etrafımda döndüm.


Elini götüme atıp avuçladı : ” Kıçın taş gibi, bacakların uzun … vallah güzelmişsin, ödediğim her kuruşa değersin ama önce gidip bi yıkanacaksın, sonra yine yanıma gel , seni bekliyorum ” dediğinde, bende kendisine evde duş alıpda geldiğimi söyledim fakat yıkanmam için ısrar etti. Böyle bir huyu varmış, evde duş aldırmadan kendi karısına bile elini sürmezmiş.



Banyoya doğru yürürken; hiç mi bana aklı başında normal herifler rastlamaz? Hepsi böyle acayip olmak zorundamı? diye söyleniyordum.



Banyoya girip, duş aldım ama banyodaki havlulardan tiksindiğimden, koridordaki dolabı açıp temiz bir nevresim bulup ona kurulandım ve onu bedenime sarıp tekrar yatak odasına geri dönerken, Salonun yanından geçiyordum. Merak ederek içeri baktım.



Hüseyin ve Emel, kanepeyi açarak yatak haline getirmişlerdi. İkiside çırılçıplaktı. Hüseyin elleri ensesinde sırt üstü yatıyor, Emelde dizleri üzerinde kanepeye çıkmış Hüseyinin yarağını yalıyordu. Arkadaşımın inip kalkan başını izledim. Kırmızı rujlu ağzına girip çıkan yarak, bu sıska ufak tefek herifden beklenmedik şekilde gerçekten esaslı bir yaraktı. Aybars`ınkinden daha uzun ama aynı genişlikte kalındı. Bundan böyle bana ders olsun,diye düşündüm, bir erkeğin boyu ile alakalı değildi yarağının ebatı.



Yatak odasına girdiğimde, Selim yatakta boylu boyunca sırt üstü uzanmış ve sigara içiyordu. Boxer`i hala üzerindeydi ama bu sefer önü kabarmıştı.Yanına sokuldum. Elini uzatıp üzerimdeki çarşafı hızla çekti ve bana tekrar banyoya dönüp o seksi iç çamaşırlarımı giyip gelmemi söyledi.



Ben tekrar kendi kendime söylene söylene banyoya döndüm, çamaşır makinesinin üzerine bıraktığım siyah string-tanga mı ve sütyenimi giydim ve yeniden yatak odasına geçtim.



Yatağa onun yanına çıkmaya çalışırken beni yeniden durdurdu ve yere diz çökmemi istedi. Ben yere diz çöktüğümde, o da yataktan kalktı ve gelip tam burnumun ucunda durdu. Bir elinde, hala sigarasını içiyor diğer elindede bir Ray-Ban simsiyah güneş gözlüğü vardı. Takmamı söyledi. Gözlüğü taktım, eliyle gözlüğü gözlerimden uzaklaştırıp neredeyse burnumun ucuna kadar getirdi ve gözlerimi onun yüzüne doğru kaldırarak, yarağını ağzıma almamı ve tek kelime bile konuşmamamı emretti.



Ellerimi onun bacaklarını okşayarak yukarı doğru kaldırdım ve yüzümü boxerinin önündeki kabarıklığa yaklaştırıp yüzümü içine yasladım ve nefesimin sıcaklığını hissetmesini sağladım.


Selim derin bir iç çekti.



Sonra ellerimi kullanmadan boxerinin sol bacak kısmından dilimi sokup, kasık bölgesini yaladım. Daha sonra aynısını sağ tarafına yaptım. Dişlerimin arasına sıkıştırdığım boxerinin bel kısmındaki lastiğini aşağa doğru çektim. Boxeri indi indi, ve kalkık yarağının engeline takıldıydı.


Bu sefer kafamı aşağıya doğru değilde, geriye doğru çektim ve dişlerimin arasındaki lastik genişledi ve birdenbire, yüzüme doğru nişan almış bir tabanca gibi dimdik duran yarağı dikildi.



Yarağı sanırım 14-15 santim civarındaydı. Kafası hafif sola doğru eğik duruyordu. Kasık bölgesinin yeni traş edilmiş olduğu belliydi. Kılları kısa kesilmişti. Ama en ilginç tarafı taşaklarıydı. Kocamandılar.



Adamn boxerini dizlerine kadar , dişlerimle indirdikten sonra yine ellerimi hiç kullanmadan dizlerinden başlayarak yalaya yalaya yukarı doğru tırmandım.


Bu esnada hep burnumun ucunda duran güneş gözlüklerin üzerinden onun gözlerine bakıyor ve gülümsüyordum.


Yarağına dilimi hiç dokundurmadan, kasıklarının etrafını yaladım. Yarağının kökünün etrafında dilimle dolandım. Sonra taşaklarına geçtim. Onları sırayla ağzıma aldım ve ağzımın ıslaklığı içersinde yuvarladım, emdim.



Selim tekrar iç geçirdi ve elindeki sigara yere, yanıma düştü. Selim hemen eğilip hala yanmakta olan sigarayı aldı, komidinin üzerindeki kültablasına bastı ve ellerini beline dayayarak, yine bana doğru döndüğünde, ben hemen yarağının eğik duran topuz başını ağzıma alıp, emmeye başladımdı. Sadece yarağının kafasını dudaklarımın arasında hapsediyor, dilimi arada bir yarağın kertiğine sürtüyor ve sonra tekrar emiyordum ve bunu yaparken hala sürekli onun gözlerinin içine bakıyordum.



Selim gözlerini kapayıp inlediğinde, yarağını biraz daha ağzımın içine aldım, ve sonra biraz daha … yarağının kafası neredeyse gırtlağıma dayanmaktaydı ve öğürmemek için kendimi zor tutuyordum. Bu sefer ellerimide kullanarak yarağını boylu boyunca sıvazlayarak ağzıma sokup çıkartıyor ve bir yandanda dilimle yalıyordum.



Adam aniden kalçasını geri doğru çekerek, ağzımın ıslaklığı ile parlayan yarağını ağzımdan çıkardı ve ayağa kalkmamı işaret etti. Ayağa kalktığımda, siyah dantelli sütyenimin üzerinden göğüslerimi avuçladı. Göğüslerim büyük olmamakla birlikte, çok da küçük değildirler.Süytenimi arkadan çözmeye çalıştığında, onu durdurdum ve önden açıldığını gösterdim. Kopçasını açtı ve sütyenimi çıkardı. Başını eğip sağ göğüs ucumu emmeye başladığında, vücudumun içinden sanki bir elektrik şoku geçmişti.



İlk kez bende zevk alıyordum. Selim, güneş gözlüklerini gözümden çıkararak, eğilip dudaklarıma yumuldu ve dilini ağzımın içine kaydırdı. Bende kollarımı kaldırıp onun boynuna sarıldımdı. Onun alt dudağını dişlerimin arasına alıp hafifce çiğnedim sonra tekrar dillerimiz buluştu. Selim beni yatağa doğru itekledikten sonra, ikimizde yatağa yuvarlanmıştık. Öpüşmemize ara vermeden, hala dizlerinde duran boxerini çıkardı ve sonra string-tangamın yan tarafındaki ince lastiğine parmağını geçirip hızla çekip kopardı.



Göbeğime doğru değmekte olan dimdik yarağının sıcaklığını hissediyordum, elimi indirip onu tuttum ve ağır ağır avcumun içinde sıvazlamaya başladımdı. Selim dilini boynumda ve göğüslerimde gezdirdiğinde bütün vücuduma yayılan tatlı bir sıcaklık duydum.



Bana bu heyecanı ve zevki yaşatan adam keşke biraz yakışıklı biri olsaydı diye düşünmeden edemedim çünkü Selimin yüzü gerçekten itici denilecek kadar çirkindi. Pörtleyen gözler. Patates burun, bozuk bir cilt ve bir çizgi gibi duran incecik bir ağız.



Kendi isteği üzerine ikimizde tek kelime konuşmuyorduk ve odada sade sıklaşan nefesimizle, ikimizdende gelen hafif inleme sesleri duyuluyordu. Gözlerimi kapayıp, başka bir erkeğin yüzünü hayal etmeye çalıştım. Keanu Reeves. Kendi kendime, evet Keanu yu düşün, diye telkinde bulundum. Şu anda benimle sevişen erkek Keanuydu.



Selime daha büyük bir istekle sokuluyor ve avcumdaki yarağını hevesle avuçluyordum.


Adamın tangamın diğer yanınıda yırtıp, üzerime çıktığını hissettim. Gözlerim kapalıydı. Şimdi benim içime girecek olan erkek para karşılığında yattığım bu çirkin Selim değilde, Keanu olacaktı.



Bacaklarımı açtığımda, adamın parmakları ile am dudaklarımı araladığını ve benimde hissettiğim ve artmakta olan ıslaklığımı parmağı ile yokladığını anladım.Parmağını amcığımın girişinden içeri yavaşça soktuğunda büyük bir hazla inledimdi.



Sonra beni belimden kavrayıp, yüzü koyun yatağa yatırdı ve karnımın altına iki yastık koyup, kalçamı biraz kendine doğru kaldırmıştı. Sıcacık elleriyle kalçalarımı avuçluyor, ve arada bir eğilip sırtımı yalıyordu. Her yanım zevkten titriyorken, demek bir erkeği arzulamak böyle oluyor diye düşünmüştüm.



Selim götümü elleriyle iki yana doğru açıp, göt deliğimin içine doğru tükürdüğünü hissettiğim anda, gözlerim birdenbire fal taşı gibi açılmıştı. Bu herif beni götümden sikecekti!


Ah tanrım, hayır! Ne olurdu sanki, normal ilişki isteyen bir müşteri olsaydı?



Adam bir elinin parmağı ile amcığıma daldırıp oradaki ıslaklığı alıp tükürüklemiş olduğu göt deliğime sürtüyor, ve arada bir parmağının başını göt deliğimden içeri sokuyordu. Sonra yarağının kafasını yaslamaya kalkıştığında onu prezervatif takması konusunda uyardım ama oralı olmayıp tekrar yarağının kafasını sokmaya çalıştığında, hızla kendimi yatakta yana atarak, altından kaçtım.



Kaşlarını çatarak, bana : ” Kılıf kullanmam ben, istersen sana daha çok para vereyim ” diye teklif ettiğinde, bende prezervatifsiz kesinlikle onunla ilişkiye girmeyeceğimde ısrar edince, homurdanarak yanına prezervatif almadığını söyledi. Yataktan inip, salonda bırakmış olduğum çantamı almaya gittiğimde, Hüseyinin, arkadaşımı duvara dayayarak ayakta siktiğini gördüm. Hüseyinin sırtı bana dönük olduğundan beni görmemişti, ama Emel atmakta olduğu sahte zevk çığlıklarının arasında, sikicisinin omuzunun üzerinden bana göz kırpmıştı bende ona göz kırptım ve yatak odasına geri döndüm.



Selimin hala dimdik duran yarağına, Aybars ve Zelişden öğrendiğim gibi ağzımın yardımı ile prezervatifi geçirdikten sonra, eline birde kayganlaştırıcı bir jel tutuşturup, yatağın üzerinde deminki pozisyonumu aldım. Selimin parmakları jeli göt deliğimin içine sürmesinin ardından, yarağına sıra gelmişti ve hiç vakit kaybetmeden yarağını tekrar dayadı ve elininde yardımı ile küçük deliğimden içeri zorlaya zorlaya itmişti.



Nihayet yarağının hepsini içime bastıktan sonra, elleri ile kalçalarıma sıkıca tutunup sikmeye başlamıştı. Yine götten yiyordum. Selimin hızlanan vuruşları ile yatak sarsılmaya başlamıştı. Herif büyük bir zevkle o kocaman taşaklarını arkamda şaklata şaklata götümü sikiyordu ama ben yine hiç bir zevk almıyordum. Ama Aybarsın Emelle , beni ilk götten siktiği günkü kadarda acı çekmiyordum.


Aybarsın gece yatağıma gelip bana öğrettiklerini anımsadım, ve bir elimi bacak arama götürüp, klitorisimi ovalamaya başladım.



Selim beni :” Hıh! Hıh! ” diye diye sikerken, ben tekrar gözlerimi kapayıp Keanu`yu düşünmeye ve zevki yarım kalmış ıslak amcığıma konsantre olmaya çalıştım ama arkamdaki bağırsaklarıma kadar girip çıkan sert yarağın yüzünden bir türlü kendimi, kendi zevkime veremiyordum.



Eğer beni şu an götümden siken Keanu olsaydı, acaba yinede böyle zevk almazmıydım diye düşündüm. Bunun hayali bana faydalı oldu. Şu an Keanunun yarağını yiyordum. Beni sarsa sarsa göt deliğimden siken benim yakışıklı Keanum`du. Evet sik götümü Keanu. Sana götümde amımda feda olsun diyerek bir yandanda klitorisimi okşuyordum.



Garip bir şekilde, parmaklarımın amcığıma verdiği haz dalga dalga bedenime yayılıp, götümdeki yaraktan bile rahatsız olmamaya başlamıştı. Artık bedenimi kasmıyordum. Gevşemiştim. Her yanıma basan alev alev zevk dalgaların büyüdüğünü hissetmeye başladığım anda Selim boşalmaya başlamıştı ve boşalır boşalmaz bir koluyla belimden kıskıvark beni sararak, kasığına doğru yapıştırmıştı, diğer elini amcığımın üzerindeki elime yapıştırıp elimin amcığımdan dışarı kaymasına neden olmuştu. Oysa boşalmaya çok yaklaşmıştım.



Sinirimden titriyor ama hiç bir şey yapamıyordum. Çaresiz Selimin boşalmasının bitmesini bekledim ve gerzek adam yarağını götümden çıkarırken, prezervatif içerde kalmıştı. Eli ile çıkarmasını rica ettim, ama o kendini yorgun bir şekilde yatağa sırt üstü atıp : ” Hadi lan orospu! Sen istedin kılıfı, sen çıkar. Bana ne be !” diye bir cevap almıştım.



Hiç sesimi çıkarmadan, yataktaki domalmış pozisyonumu bozmadan elimi arkama atıp, prezervatifi yırtılmasın diye çok yavaşça götümden çıkardım ve sonra banyoya gidip, onu klozete attım. Götüm yine cayır cayır yanıyordu ama hala vücudumun diğer kısmı yarım kalan zevkimden dolayı gergindi.



Hiç duraksamadan duşun altına girdim, elime duş başlığını alıp; soğuğa yakın ılık suyu kıçıma doğru tuttum. İyi gelmişti. Bir iki dakika kıçıma tuttuğum suyu, daha sonra biraz daha sıcağa ayarladım, bir bacağımı duş kabinin kenarına ve sırtımıda serin fayanslara yaslayarak; duş başlığından yumuşak bir şekilde fışkıran sıcak suyu amcığıma doğru tuttun.



Sanki onlarca yüzlerce küçücük yumuşacık ve sıcacık diller klitorisimi aynı anda yalamak için yarışıyor gibiydiler. Kasığımın içersinde bir alev topu patlarcasına boşaldım ve ben boşalırken sıcak sular hala amcığıma çarpıyordu ve orgazmımın süresini arttırıyordu. Dizlerimin bağı çözülürcesine ve tükenircesine boşaldığımda, duş başlığı elimden düşmüştü ve bende kabinin dibine çökmüştüm.



Bu müthiş zevkin ardından, bu sefer orgazmın verdiği halsizlik ile titreyen bacaklarımla duştan çıkıp, tekrar koridordaki dolaptan başka temiz bir nevresime kurulanırken, dolabın aynasından kendime bakıp gülümsedim. Keanu`ya kimin ihtiyacı vardı ki? Kesin kararımı vermiştim, ilerde bir duş başlığı ile evlenecektim 🙂 Aynada kendime tekrar gülümsedikten sonra yeniden Selimin yanına döndüm.



Selim yarım saat kadar benimle havadan sudan sohbet ederek dinlendikten sonra, yeniden yarağını (evet yine güneş gözlükleri ile) yalattı ve tekrar aramızda yaşanan kısa bir tartışmadan sonra ikna olup prezervatifi takıp beni bu sefer, sırt üstü yatağa yatırıp, dizlerimin altından elleriyle bacaklarımı yukarı başıma doğru kaldırıp, yine götümden sikti.



Daha sonra giyindik, ve tekrar salona döndüğümüzde Emel ve Hüseyini çilingir sofrsındaki mezeleri atıştırırken bulduk. Onlarda giyinmişlerdi. On dakika kadar onlara eşlik ettikten sonra Emel ve ben kalktık, kendilerine veda ettik ve ikisinede bu zevkli (zevkli mi? yalandan kim ölmüş?) saatler için teşekkür edip çıktık.



Bir taksiye atlayıp eve dönerken, Emel ve ben birbirimize yaşadıklarımızı, taksi şoförün duyamayacağı kadar alçak seslerle, anlattık. Hüseyin Selimden daha azgın çıkmıştı ve Emeli üç kez amından ve bir kezde götünden becermişti. Zavallı Emel, o esaslı yarağı götünden yerken tuvaleti gelmiş, ve tuvalete gidip geldikten sonra Herif onu tekrar götünden becermekten vaz geçerek yine amından sikmiş.



İkimizde bitkin bir şekilde evimize vardığımızda, Zelişin bizlere güzel bir sofra hazırlamış olduğunu gördük. Önce ikimizde yıkandık, sızlayan deliklerimize serinletici ve acıyı giderici pomat`lar sürdük ve yumuşacık bornozlarımızı giyinip masanın etrafında oturup o gece olanları değerlendirdik.



Ertesi sabah Emel ve ben önce fakültemize gidip, kayıtlarımızı (mazeret olarak ekonomik nedenlerle) dondurma işlemlerini başlattık. Fahişeliğimizin esnasında okulumuza devam edebilmemize imkan yoktu. Daha sonra Zelişin bahsetmiş olduğu çocukluk arkadaşı olan bir jinekoloğa gittik.



Muayene olduk ve konsültasyon esnasında Emel ve benim aktif bir cinsel hayatımızın olduğundan bahsettiğimizde doktor hanım, Zeliha tarafından haberdar edildiğini söyledi. Çeşitli korunma yöntemlerini konuştuktan sonra, ikimizinde spiral taktırmaya uygun olduğunu söyledi, bizde takdırdık. Dr.Aygül, daha sonraları ikimizinde yakın arkadaşı oldu.



Mağazaya ödeyeceğim paranın üçte birini, sadece iki kez müşteriye çıkarak biriktirmiştim bile. Başka hiç bir işde bu kadar kısa zamanda bu kadar çok para kazanmamıza imkan yoktu. Zeliş ikimizdende henüz komisyon almadığı gibi, o ayki evimizin kirasınıda o ödemişti. Kendimizi ona karşı çok borçlu hissediyor ve fahişelikle para kazanmaya devam etmemiz gerektiğini biliyorduk.



Bu yüzden eve geldiğimizde, Zelişin bize bir müşterinin ikimizide istediğini, ve sex esnasında bizden bir lezbiyen-show`u izlemek istediğini ve ardından ikimizlede ilişkiye gireceğini, öğrenince hiç tereddüt etmeden kabul ettik.



Aynı gün Zeliş evimize lezbiyen-porno filmeri getirdi, filmleri izledikten sonra, Emel ve ben biraz birbirimizden utana sıkıla gördüklerimizi uygulamaya başladığımızda büyük süprizlerle beraber neler yaşadığımızı, ve fahişelik dönemimde daha neler yaşadığımı itiraf etmeye devam edeceğim ….



Gönderen: mavish – email_adresinin_yayınlanmasını_istemiyor