Uzun Bir Hikaye Sonay ve Serkan -1
Uzun Bir Hikaye Sonay ve Serkan -1
NOT
Arkadaşlar ilk seride olduğu gibi bu seride de aşağıda yayınlanan hikayelerin hiç biri tarafımca yazılmamıştır. Burada veya farklı sitelerde yayınlanan hikayeler konu bütünlüğü içinde birleştirilmiştir.
İlk seriyi Sonay’ın anlatımıyla yazmıştık ve seri sonunda Sonay ve Serkan evlenme kararı almıştı. Bundan sonrakiler ise Serkan’ın anlatımıyla olacaktır.
Kaldığı Yerden Devam
Evet Sonay’ın da dediği gibi onu ilk gördüğüm günden itibaren birbirimizden kopamaz olmuştuk. Onu gördüğüm andan itibaren kendimi tümüyle Sonay’a kaptırmıştım. Tabii ilk başlarda tek isteğim, onu biran önce sikmekti. Aslında; sonrasıyla karşılaştırıldığında, öyle abartılı ve tahrik edici de giyinmemişti Sonay ama söyledim ya, kelimenin tam anlamıyla bir “Am” olarak görünmüştü gözüme. Ama zamanla herşeyin değişmiş aramızdaki ilişki kısa sürede aşka Tolga ile boşandıktan sonrada evliliğe dönüşmüştü
Tanıştıktan bir ay sonra zorda olsa onu benimle birlikte yemeğe çıkmaya ikna edebilmiştim. Yemek bittiğinde onu evine bırakma işini ustaca üstlenmiş, sonra da kendi evime atmıştım tabii. O andan itibaren de Sonay’ın esiri olmuştum zaten. Doymak bilmez bir sikiş makinesi gibiydi. Elimi neresine değsem tepki veriyordu. O ilk gece; Sonay’ın sikişmekten ne kadar çok zevk aldığını ve karşısındakine de ne kadar çok zevk verdiğini keşfederek, resmen yamulmuştum. Sabaha kadar iliklerimi boşaltmıştı adeta.
Altı ay içinde kocasından boşandı ve evlendik.
Çevremizdeki herkes birbirimize çok yakıştığımızı düşünüyordu. Laf aramızda hala da öyle düşündüklerini biliyorum. Bunun nedeni ise hiç bir şeyin farkında olmamaları. Neyse lafı uzatmayayım. Haziran’ın son günlerindeydi. Nikâh dairesinden çıkar çıkmaz eşim gelinliğini bile çıkarmadan kendimizi havaalanına atmış ve uçağa bindiğimiz gibi Bodrum’a gitmiştik. Ve değişim de orada başladı işte.
Bir hafta boyunca kalacağımız 5 yıldızlı otele varınca ilk iş eşyalarımızı yerleştirdik Eşim lütfen bir yemek yiyelim açlıktan ölüyorum dedi. Oysa ben bir an önce sevişmek istiyordum. Ancak eşimi de zorlamak istemiyordum ilk geceden sonuçta onunda zevk alması gerekiyordu ve karnı açkende veremezdi kendini. Yemek istemek için öde servisini arayacağım sırada istersen aşağı restorana inelim yemeğimizi yer birazda çevrede dolaşırız nasılsa vakit erken dedi. Böylece otomobildeki uyuşukluğumuzu atmış oluruz. Hiç gerek yok ben başka şekilde de atarım senin uyuşukluğunu diye cevap verince hınzırca Güldü yüzüne masum bir kız çocuğu edası vererek lütfen kırma beni diye cilvelendi. Çaresiz kabul ettim. Sanrım eşim o anı mümkün olduğunca geciktirmek istiyordu. Dışarı çıkıp yemek yemeyi ve sonra da Bodrum’un barlarında biraz eğlenmeyi kararlaştırmıştık. İlk şoku, karım giyinmesini tamamlayıp banyodan çıktığında yaşadım. Karşımda duran benim alıştığım Sonay’a hiç benzemiyordu çünkü. Gelinliğini çıkarmış onun yerine Uçuk eflatun, incecik bir giysi geçirmişti üstüne. Sicim kadar ince iki askı omuzlarından geçerek giysiyi tutuyordu. Kolları, omuzları ve boynu, ortasına kadar sırtı ve memelerinin üstü meydandaydı. İncecik streç kumaş, memelerini, karnını ve kalçalarını sarıyordu. Eteği kasıklarının yarım karış kadar altındaydı. O güzelim, bembeyaz bacakları çıplaktı. Ayaklarına ise yalnızca bir kaç ince deri battan oluşan, iyice yüksek topuklu ve altları incecik kösele, siyah bir çift ayakkabı giymişti.
Yarağım biranda kalkmıştı onu böyle görünce. İçimden geçen, dışarı çıkmak yerine onu yatağa atıp doyasıya sikmekti. Yürüyüp ona sarıldım. Aynı anda da, giysinin altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anladım. gerçi bu giysinin altına sutyen takması olanaksızdı zaten ama külotu da yoktu. Bunun farkına varmak ise sanki mümkünmüş gibi yarağımın biraz kalkmasına neden olmuştu yalnızca.
Sonay niyetimi anlamıştı tabii. Bir adam geri çekilip gözlerimin içine bakarak;
– “Acele etme sevgilim…” dedi, – “Nasıl olsa geri geleceğiz… Hem inan bana, o zaman daha güzel olacak…”
Sesimi çıkarmadım. Yalnızca bir kaç saat önce evlenmiştik ve bu akşamı eğlenerek geçirmek istemesini anlıyordum. Ondan uzaklaştım. Ama üstümdeki incecik pantolonun önü çadır gibi olmuştu. Karımın gözleri bunu hemen yakaladı tabii:
– “Uffff çok güzel olmuş…” dedi kıkırdayarak,
– “Ama bence eline bir şey al da, sokaklarda böyle dolaşmak yerine önünde tutup durumu gizle istersen…”
Doğru söylüyordu. Dolaptan spor bir gömlek aldım elime. Sonra dışarı çıkmak için aşağıya indik. Lobiden geçerken Sonay önümde yürüyordu ve ben de gömleği almakla ne kadar isabetli bir iş yapmış olduğumu anlıyordum. O baş döndürücü kalçaların incecik kumaşın altından olduğu gibi belli olmaları bile yeterdi aslında. Ama sanki inadına yapıyormuş gibi iyice çalkalaya çalkalaya yürüyordu karım. Manzara, insanın aklını başından alacak gibiydi.
Takside ise oldukça ilginç bir durum çıktı ortaya. Ben şoförün arkasında oturmuştum, Sonay ise sağ taraftaydı. Önce şoförün ön camın sol tarafına taktığı panoramik aynayla oynadığını fark ettim, sonra da Sonay’a baktım. Öyle bir oturmuştu ki, neredeyse amı görünecekti. Şoförün, bu akıl almaz manzarayı seyredebilmek için aynasına ayar yapmaya çalıştığı belliydi. Sesimi çıkarmadan bekledim. Son derece heyecanlanmıştım ve ne olacağını merak ediyordum doğrusu. Karım ise kıpır kıpırdı. En çok hareket eden yeri ise bacaklarıydı bu arada. Birden onun da durumun farkında olduğunu kavradım. Şoförün bacaklarını seyrettiğini biliyordu ve sürekli hareket ederek ona daha da çok göstermeye çalışıyordu.
Bodrum’un içinde, Neyzen Tevfik heykelinin önünde taksiden inerken, dikkatimi şoförün yüzündeki üzüntülü ifade çekti. Yolculuğun çok kısa sürmüş olduğunu düşünüyordu herhalde. Ama Sonay inerken ona son bir iyilik daha yaptı. Bacakları öyle bir aralandılar ki, eminim adam bu sefer amını bile görmüştü.
Yanyana, sahil boyunca yürüyerek Karada Marina’ya kadar gittik. Yanımızdan geçen tüm erkeklerin gözü karımın üstündeydi ve ben gömleğimi yanıma aldığım için kendimi çok mutlu hissediyordum. Yarağım, bir an için bile yumuşamıyordu.
Marina’da, bir restoranın terasına oturup yemeğimizi yedik. Başta; yemek boyunca biraz kendime geleceğimi sanmıştım ama yanıldığımı hemen anladım. gerçi ben oturduğum yerden göremiyordum ama çevremizdekilerin gözleri önünde müthiş bir manzara vardı. Karımın bacakları, örtüsü olmayan masanın altından olduğu gibi görünüyor olmalıydı. Tüm erkeklerin gözü onun üstündeydi. Şarap içiyorduk ve alkolün etkisiyle olmalı, Sonay iyice kıpır kıpır bir hale gelmişti artık. Bu yetmiyormuş gibi, yakın çevremizdeki tüm erkeklerin gözü de, giysinin altından bütün güzelliğiyle belli olan baştan çıkarıcı memelerindeydi. Bize servis yapan garsonun ik**e bir yanımıza gelmesinin nedeninin de karımın memeleri olduğundan hiç kuşkum yoktu. Yarağım pantolonumu yırtacak bir hale gelmiş, inmek bilmiyordu.
Yemekten sonra yine yürüyerek geriye, Barlar Sokağı’na döndük ve ilk bulduğumuz bara daldık. Sonay elimi tutup ısrarla beni bana doğru götürdü ve yüksek bar taburelerinden birine çıkıp oturdu. Yine müthiş bir manzara çıkmıştı ortaya. Bacakları, neredeyse kalçalarına kadar meydandaydılar. Orada ikişer viski içip bir kaç saat oturduk. Doğaldır ki, yakın çevremiz gözlerini karımdan ayırmayan sürüyle erkekle dolmuştu yine.
Bir taraftan da, Sonay’ın yüzünde meydana gelen ifade değişikliği dikkatimi çekiyordu. Gözleri hafifçe buğulanmış, dudakları ıslak ve aralıktı. Her halinden onun da çok tahrik olduğunu anlayabiliyordum. Anlamadığım tek şey, bu durumun beni neden bu kadar çok etkilediğiydi.
Sonra çıkıp yeniden bir taksiye bindik ve otele doğru yola çıktık. Sonay, tıpkı önceki takside yaptığı gibi, şoförü yol boyu deli etmeyi sürdürdü bu arada. Eteği artık neredeyse beline kadar sıyrılmıştı. Onun kendini gösterdikçe tahrik olduğunu, tahrik oldukça da kendini daha çok gösterdiğini fark edebiliyordum.
Otele girdiğimizde tek isteğim karımı biran önce odaya götürmek ve deli gibi sikmekti. Ama bunu başaramadım. Sonay,
– “Aşkım sen barda biraz oyalan benim bir saat kadar işim var olur mu?” dedi
– “Ne işi ya?” diye istemsizce cevap verdim.
– “İş işte aşkım kadınlara özel bir iş bir saat kadar sonra seni arayacağım.” deyip dudağıma bir öpücük kondurdu. Giderken de
– “Sakın aramadan gelme ha aşkım.” diye tenbih etmeyi unutmadı. gönülsüzde olsa kabul ettim kendi kendime – “Son bir saat Serkan bir saat daha” diye
Bir saat çevrede anlamsızca oyalandım oldukça sıkılmıştım. Bara giderek kendime bir içki aldım yavaş yavaş yudumlamaya başladım birden bir el omzuma dokundu.
– “Oooo kimi görüyorum. Bak hele bak Beyimiz borçlarını ödeyeceğine paraları tatilde karılarla yiyor.” Sesin geldiği yana baktım karşımdaki arada bir iş yaptığımız firmanın sahibi Kerim Beydi.
– “Yok abi !Ne karılarla yemesi. Evlendim eşimle balayındayız.” Samimi bir şekilde omzuma dokundu
– “Tebrik ederim de koçum ama verdiğiniz senedin de karşılığı yatmamış bizde müşterilerimize mahcup olduk olmaz böyle.” dedi.
– “Haklısın abi bir yanlışlık olmuştur. Çok özür dilerim varınca hemen ilgilenir hallederim.” diyerek tekrar özür diledim
– “Tamam koçum kaç yıllık hukukumuz var bir daha olmazın.” diyerek ayrıldı Kerim Bey. Bir müddet daha oyalandım
Sonunda beklediğim telefon geldi nihayet karım cilveli bir sesle
– “Aşkım gelebilirsin seni bekliyorum.” diyordu. Nihayet dedim içimden telefonu kapatıp heyecanla yukarı çıktım. İçeri girdiğimde eşim yatağın üzerine oturmuş beni bekliyordu. Üzerine gelinliğini giymiş duvağını örtmüştü. Onu bembeyaz gelinlikle görünce daha da heyecanlandım, hemen yanına giderek duvağını açtım. Bu bir saat içinde kuaföre gidip saçını yaptırmış bir güzelde makyaj yaptırmıştı kesinlikle otele geldiğimizden daha güzel görünüyordu.
– “Aşkım çok güzel olmuşun.” dedim.
– “Her şeyi mükemmel olmalı bu balayımızı hayatının sonuna kadar unutmanı istemiyorum.” dedi.
– “O kadar güzelsin ki zaten unutmam mümkün değil.” diyerek dudaklarından öpmeye başladım. Dudaklarının tadı ile dudağına sürdüğü rujun tadı birleşmişti. O da yanıma iyice yaklaşıp bana sarıldı ve bir müddet sarılmış vaziyette dudaklarını ve dudaklarının içinde yakalayabildiğim dilini somurdum. Ben çok heyecanlıydım Sonay’ın bana sarılırken vücuduma değen göğüsleri beni iyece uyarmıştı. Yarağım kazık gibi olmuş kumaş pantolonun altında bariz bir şekilde meydana çıkmış ben buradayım diyordu. Sonay alaylı bir dille yarağıma bakıp
– “Ooooo bu ne?” dedi gülerek ben
– “Seni görünce dayanamadı ne yapayım.” Dedim. O da pantolonumun altındaki yarağımı elinin içiyle okşamaya basladı. Ve sonra gözlerime baktı ben zaten şokta ve heyecanlıydım dilim tutulmuştu. Beni kendine çekip
– “Öp beni canım.” diyerek inledi. Ne yaptığımı bilmeden onun o pembe dudaklarına yumuldum. Dudaklarımı öylesine güzel öpüyordu ki işini tahminimden çok daha iyi biliyordu. Beni hem öpüyor hem de yarağımı taşaklarımı avuçluyordu karıcığım sanki pantolonumu parçalayacaktı. Pantolonumun kemerlerini çözerek aşağı indirdi sonrada şortumu indirdi. Yarağımle burun buruna geldi. Yarağım kazık gibi olmuştu. Eliyle kavradı ve
– “Hımmm demek yiyeceğim yarak bu hiç de fena görünmüyor.” diyerek elindeki yarağımı incelemeye başladı. Sonra birden ciddileşti ve eliyle sıkıca kavradığı sikeme
– “Arkadaş önce senle bir tanışalım.” dedi. O anda yüzendeki ciddiyet bana o kadar komik geldi ki kahkahalarla gülmeye başladım. O hiç ciddiyetini bozmadan
– “Ben Sonay ablan şimdi bana iyi bak eğer tembellik etmez dediklerimi yaparsan seni dünyanın en mutlu yarağı yaparım. Ama tembellik edip görevlerini aksatırsan boynunu koparırım alim Allah ömür boyu 31 çekersin ona göre.” Ben hala gülüyordum bana
– “Sen gül ama o beni anladı.” dedi. Sonra yarağıma dönerek
– “Değil mi küçük dostum? dedi. Sonra da yarağımı hemen ağzına aldı. Üzerinde hala gelinliği ve saçlarında arkaya atılmış duvağı vardı. Bir müddet yarağımı somurduktan sonra ağzından çıkararak etrafını yalamaya başladı dilini o kadar ustaca kullanıyordu ki yarağım iyice sertleşmiş güzel karımın ağzına sığmaz olmuştu. O ise ne yapacağından emin bir şekilde işine devam ediyor bazen kasıklarımdan başlayarak taşaklarımı ve yarağımın etrafını yalıyordu. Bazen de ağzının derinliklerinde kaybediyordu yarağım. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Kendimi kasıyor boşalmamak için zor tutuyordum, sonra – “Lan niye kasıyorum, artık evlendik, doyasıya seks yapabiliriz.” diye düşündüm ve birden bıraktım kendimi bir şelale gibi akıyordum. Sonay ağzına dolan spermlere rağmen hala yarağımı emiyordu daha fazla dayanamadım ve çektim ağzından. Mahcup bir tavırla
– “Özür dilerim aşkım.” dedim. Muzip muzip gülerek
– “Ne var bunda aşkım kökü sende nasılsa bu güzelliğe dayanamaz az sonra tekrar kalkar.” dedi. Önümde artık uyumaya başlayan ufaklığa son bir öpücük kondurarak
– “Kalkarsın değil mi aşkım?” diye muzip muzip Güldü. Spermlerin bir kısmı çenesinden süzülmüş gelinliğin göğüs kısmını kirletmişti. Bir müddet öyle bekledim sonra dolaptan bir bardak su alarak içtim. Sonay hala gelinlikle duruyordu.
– “Aşkım şunlardan kurtulmama yardım eder misin?” diye seslendi yanına giderek gelinliğin fermuarını açtım kollarını çıkarmasına yardım ederek gelinliği omuzlarından ayaklarına doğru kaydırdım
Altına bembeyaz dantelli bir sutyen ve minicik bir tanga giymişti onları da bana çıkarttırdı 5 dk. Uğraştım çıkartamadım en sonunda zorla çıkarabildim sutyenini. Daha sonra iki tane ipek topacına benzeyen göğüslerine kafamı bastırdı bende başladım uçlarını aralarını yalamaya. Yatağa sırt üstü uzandı ve bana kollarını açarak
-“Gel aşkım hadi” dedi. Bende üstüne uzandım altında Beyaz tangası hala duruyordu bacaklarını iki yana açıp beni arasına aldı. O kadar sıcaktı ki bacaklarının arası, üstümdeki gömleği sıyırıp başladım yarağımı arasına sürtmeye. İnlemeye benzer hırıltılar çıkarıyordu. Beni üstünden bir anda itti ve bana bakarak yattığı yerden kalktı kalçalarını tekrar yüzüme doğru yaklaştırdı manzara inanılmazdı bembeyaz bir kalça ve arasına kaçmış byaz bir tanga bu manzara karsısında dayanamadım ve hemen çöküp götünü yakaladım iki kalçasında kavrayıp başladım yalamaya tangayı falan takmadan götünün loblarını ısıra kemire yalıyordum. Sonra bana
– “Yavaş acele etme aşkım.” dedi nasıl etmezdim ki benim gördüğüm manzarayı kim görse çıldırırdı tangasını çıkartıp yüzüme attı tanga mis gibi amcık kokuyordu. Ben tangayı koklarken sexsi bir gülücük attı. Yarağım yine kalkmıştı. Tam yine ağzına vereyim derken
– “Bu sefer olmaz” dedi. “Sen benimkini yalayacaksın” karyolanın yanında duran koltuğa oturdu bacaklarında öyle bir açtı ki amının pembe dili dışarı atı vermişti kendini.
– “Bu ama can kurban” deyip başladım yalamaya. İnleye inleye ağzıma boşalmıştı. Sonra mayışmış bir şekilde başımı okşayarak devam aşkım dedi tam o zaman onun benim olduğunu fark etmiştim. Yarağım dev gibi olmuştu kucaklayarak yatağa yüz üstü yatırıp poposunu biraz yukarı kaldırdım. Yarağımı o hayran olduğum amına yavaş yavaş ittiriyordum. Sonuna gelmiştim.
– “Bitir beni bitanem hadi askım.” falan deyip beni gaza getiriyordu. Başladım ileri geri gitmeye ve sırtının her tarafını yalamaya. Beni çıldırtmıştı adeta. Biraz böyle devam etti bu. Amının suları ve benim yarağımın suları ortalığı vıcık vıcık etmişti. Karımın amını sikerken her vuruşumda şlap şlap diye et sesi geliyordu. Böyle bir ortamda vıcık vıcık bir am inlemeler slap slap sesleri beni coşturmuştu. Tüm gücümle boşaldım içine, sanki tüm benliğimle boşalmıştım. Amından taşan menilerim taşaklarıma akmıştı. Tam yarağımı çekecekken beni kollarımdan yakalayıp
– “Devam et durma” dedi. Zaten amı sıcacıktı, durmadım yavaş yavaş yarağım gene içinde kalktı. Sonra aynı şekilde bir posta daha kaydım. Ayağa kalktım halıya uzandım Sonay’da amcığını avuçlayarak üstüme doğru geldi.
– “Öff o nasıl boşalmaktı öyle.” deyip bana gülümsedi. Ellerini göğsümün üstüne koydu. önce sağ bacağını üstümden geçirdi yavaş bir şekilde ve yarağımın üstüne çömelip içine aldı sonrada ellerini arkaya dayayıp ayaklarını ağzıma getirdi tamamen üstümdeydi elleri arkada ileri geri gidip geliyordu bende o altın gibi ayaklarının pembiş parmak uçlarını emiyordum. Teker teker yaladım ayaklarını, zevkten uçuyordum. Üstümde Sonay’ın sarsılmasından ve inlemelerinden tekrar boşaldığını hissettim. o şekilde alttan bastırarak memelerini ve kasık bölgesini okşamaya devam ettim. Bitmiş üzerime yığılmıştı. Ama benim daha bitirmeye niyetim yoktu. Üstümden indirerek yatağın üzerine domalttım muhteşem kalçaları gözümün önündeydi. İşte amı ve götü tam anlamıyla ortaya çıkmıştı, vakit kaybetmeden kafamı o güzelliklerin arasına gömüp dilimle götünü yalamaya başladım. Ben yaladıkça karım tekrar inlemeye başlamıştı bile Oh – “Harika” diye çığlık atarken ben ellerimle memelerini sıkıp. Arada bir saçlarını çekiyordum.
– “Seni mahvedecem, zevkten delirtecem” dedim. Bu, onu daha da azdırdı.
– “Sik aşkım hadi her tarafımı sik amımı götümü sik dağıt beni” diye inlemeye başladı
komidinin üzerinde duran karımın çantasını açtım içerindeki kremden bolca yarağıma ve karımın götüne sürdüm ve hafifçe parmaklamaya başladım önce bir parmağım sonra iki derken şimdi üç parmağım karımın daracık götünde gidip geliyordu.
– “Acıyabilir, kendini rahat bırak. Ama çok zevk alacaksın” dedim. Yeteri kadar kayganlık olduktan sonra yarağımı karımın götüne dayayıp Yavaş yavaş başını sokmaya başladım. Acıdan
– “Bırak lütfen” diye bağırmaya başladı. Ama bırakmaya hiç niyetim yoktu. Bir anda kökledim. Tamamen içine girdim. O acıyla öyle bir bağırdı ki; otel başımıza yıkılacaktı sanki. Ama biraz sonra acının yerini zevke bıraktığını anladım. Kalçalarını bana doğru itmeye başladı.
– “Ohhhh çok güzel aşkım sik beni her yerimi sik, götümü de sik” diye inledi. Ben de ona hızla girip çıkmaya başladım. Belinden tutup iyice kendine çekip çekip sokuyordum.
– “Daha hızlı aşkım daha hızlı” diyordu. Artık amını sikiyormuşum gibi götünü sikiyordum. Ellerim belinde onu kendime çekiyorum ve hızla yükleniyordum. Ondan da çığlıklar yükseliyordu. Ama bunun acıdan mı yoksa zevkten mi olduğunu bilmiyordum. Yine de bu çığlıklar benim daha da coşmama sebep oldu. Yarağımla götünü sikerken taşaklarımla amını dövüyordum. Sonra deliler gibi son kez yüklendim ve içine şelale gibi boşalmaya başladım. Artık kımıldayacak halim kalmamıştı bir müddet öyle bekledim. Küçülen yarağımı karımın götünden çıkardım. Işıkta parıldayan spermler götünden amına doğru akıyor oradan da çarşafın üzerine damlıyordu
Neredeyse sabaha kadar sikiştik o gece. Karım çıldırmış gibiydi. Yarağımın üstünde bir dansöz gibi dans ediyordu sanki. Zaman zaman biraz doğrulup yarağımı amından çıkarıyor, sonra da götüne dayayıp yeniden oturuyordu üstüne. Peş peşe orgazmlar yaşıyordu. Benim belim geldikçe de büyük bir telaş içinde yarağımı ağzına alıyor, emerek, yalayarak yeniden kaldırıyor ve tekrar o baş döndürücü deliklerinden birinin içine alıyordu. Sonunda ikimiz de bitap düşüp kendimizden geçtik.
Sabah uyandığımda, Sonay yanımda uyuyordu. Hala çırılçıplaktı. Saçları karışmış bir halde darmadağındı. Bacaklarını dizlerinden kıvırıp karnına çekmiş, sağ yanına yatmıştı. Dirseğime dayanıp onu seyretmeye başladım. Pırıl pırıl kılsız amı ve götünün pembe küçük deliği perişan bir halde görünüyordu. Her tarafta kurumuş spermlerim vardı. Üstelik her iki deliğinden de hala sperm sızdığını görebiliyordum. Gördüklerim, yarağımın bir anda kalkıp kazık gibi olmazına neden olmuştu. Sabaha kadar sikiştikten sonra bunun nasıl olabildiğini anlamakta güçlük çekiyordum ama, gerçek buydu.
Ben de yan yatıp arkasına geçtim ve yarağımı götünün hala biraz açık duran deliğine dayayıp bastırdım. İçi hala spermlerimle dolu olduğu için o kadar kaygandı ki, bir anda dibine kadar girdi yarağım. Bu da karımın uyanmasına neden oldu tabii.
– “Ohhhh sik beni sevgilim…- “Diye inledi sonra da, – “Ohhhh sik hadi götümü…”
Zaten başka bir istediğim yoktu ki. Yavaş hareketlerle sikmeye başladım onu. Gerçekten de çok büyük zevk alıyordu Sonay. Vücudu dalga dalgaydı. Kısa bir süre sonra Orgazm olmaya başladı. Götü yarağımı bir mengene gibi sıkmış, bir kasılıp bir gevşeyerek adeta beni sağıyordu. Belimin hemen gelmemesi için dişimi sıktım. Sonay durulduktan sonra da, sikmeye devam ettim. Ama karımın beli ikinci defa geldiğinde yapabileceğim bir şey yoktu. Beni sağmasına istemesem de izin vermek zorundaydım. Tohumlarım götünün dibine fışkırmaya başladı. Yeniden yarı baygın, uyuyup kaldık.
İlk uyanan yine ben oldum. Ama bu sefer yeniden başlamak istemiyordum. Aksi halde tüm gün boyunca yataktan çıkamayacağımızın farkındaydım. Zaten saat öğlenden sonra 2 olmuştu bile. Resepsiyonu arayarak odamıza yiyecek bir şeyler sipariş ettim. Yemeğimizi yedikten sonra duşa girdik duşumuzu alıp hazırlanmamız iki saati bulmuştu. Sonay da duştan çıktıktan sonra havuza gitmeye karar verdik. gerçi otelin aşağıda, deniz kenarında bir plajı da vardı ama, biraz geç olmuştu oraya gitmek için. O hazırlanırken, ben de oturmuş tv izliyordum.
– “Hadi sevgilim, gitmiyor muyuz…?” diye sordu birden Sonay.
Başımı kaldırıp ona baktığım anda, yarağım bir anda kalktı yine. Siyah, çiçekli bir bikini vardı üzerinde. Tabii eğer buna bikini denilebilirse. O kadar küçüktü ki, adeta yok gibiydi. İki küçük üçgen kumaş memelerinin yarısını ancak örtüyordu. Alt kısmı da, önden yalnızca kasıklarını örten üçüncü bir üçgen kumaş parçasıydı. Yüzünde hınzırca bir gülümseme vardı. Ona nasıl baktığımı görünce, olduğu yerde dönüp, bana arkadan görünüşünü de gösterdi. Tanrım, o baş döndürücü yuvarlık laktaki kalçaları, neredeyse olduğu gibi meydandaydı. İncecik bir bant halindeki kumaş, hiç bir şeyi örtmüyor, yalnızca bikininin ön kısmını tutmaya yarıyordu.
Yerimden kalkıp ikinci bir plaj havlusu daha aldım dolaptan. Buna gerçekten de ihtiyacım olacağını biliyordum. Mayomun önündeki çadırı, ancak onunla saklayabilecektim. Sonra odadan çıkıp havuza yöneldik. Sonay, yaklaşık 2 metre kadar önümden yürüyordu ve gözlerimi onun inanılmaz bir baştan çıkarıcılıkla çalkalanan çıplak kalçalarından alamıyordum. Bir taraftan da, kafamın içinden bin bir düşünce geçiyordu. Artık karımın gerçek bir teşhirci olduğunu, güzelliklerini herkese gösterip onları tahrik etmekten son derece zevk aldığını kavramıştım. Şimdi de, onun özellikle kıçını göstermeye bayıldığını fark ediyordum. Aslında bunun anlaşılır bir yanı da vardı elbette ki. Sonay götünden sikilmekten inanılmaz, hatta şaşılacak kadar büyük zevk alıyordu. Böyle olunca da kıçını göstermek onu gerçekten de tahrik ediyor olmalıydı.
Havuzun başı kalabalıktı ama, yine de kendimize iki şezlong bulmayı başardık. Tam Sonay’ın istediği gibi şemsiye altındaydı bunlar üstelik. Onun yanmayı pek istemediğini, vücudunun Beyazlığını korumaya özen gösterdiğini biliyordum. Anladığım kadarıyla bunun nedeni de, yine onun teşhircilik tarafıyla bağlantılıydı.
Yaklaşık 2 saat kaldık havuz başında. Çevremizdeki tüm erkeklerin karımdan gözünü bir an için bile ayırmadığı 2 saat. Karım sırtüstü yattığında bacaklarını dizlerinden büküp ayaklarını şezlongun alt iki köşesine koyuyordu. Sırf merak ettiğim için bir kere yerimden kalkıp o böyle yatarken çevredekilerin neler görebildiğini anlamaya çalışmıştım. Görünmeyen tek yeri amıydı. Ama o da mayonun incecik kumaşı altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Yüzüstü döndüğünde ise, kıçının yuvarlakları ortaya bütün çıldırtıcılığıyla çıkıyordu tabii. Sonra bir ara kalkıp havuz girmişti. Geri döndüğünde ise ıslanan mayosu nedeniyle daha da müthiş bir manzara yaratmıştı doğal olarak. Amı artık daha da belirgindi, ıslanınca incelmiş gibi görünen kumaşın altından. Karımın
– “Aşkım garson nerde acaba ben çok susadım içecek bir şeyler alırdık.” demesiyle kendime geldim. Sağa sola bakındım görünürde garsonlar yoktu.
– “Valla bende susadım aşkım dur gidip Ben alayım.” dedim. Büfeye gidip iki tana buz gibi kokteyl aldım. Yolda dönerken Kerim Beyle karşılaştım. Selam verip ayrılırken
– “Tebrik ederim seni Serkan’cığım çok güzel bir karın var.” dedi.
– “Sağ ol abi çok teşekkür ederim.” dedim. Tam gidecekken
– “Az dur hele koçum kızmasan sana bir teklifim” var
– “Hayırdır abi ne teklifi.”
– “Buraya kız arkadaşımla gelmiştim. Ama daha tatilin ilk günü kavga ettik ve gitti. On gündür buradayım Abazalar gibi sağa sola bakmaktan başka bir şey yapamadım.” dedi. Bir şey anlamamıştım
– “Ne yapabilirim ki abi senin adına üzüldüm.- “Dedim.
– “Bilirsin koçum ben açık konuşurum o yüzden lafı eveleyip kıvırmadan direk söylüyorum. Deminden beri izliyorum sizi harika bir karın var eğer bir gece ayarlarsan hem bana olan 10.000 TL borcunuzu silerim hem de on bin TL nakit veririm hemen.” Oldukça kızmıştım. Ama kerim Bey
– “Kızma koçum sen düşün yine de 20 bin fena bir para değil.” diyerek kolumu bıraktı.
Karımın yanına döndüğümde öfkem hala geçmemişti.
– “Sonay ne oldu aşkım bir şey mi oldu?” diye sordu.
– “Yok aşkım bir şey yok yolda münasebetsizin biriyle çarpıştım ona kızdım.” diyerek geçiş tırdım.
Kerim Bey sürekli yanımızda bizi izlemeye başlamıştı. Artık bakışlarından rahatsız olmaya başlamıştım. O kadar dikkatli bakıyordu ki Adeta gözleri ile karımı sikiyordu. Sonay havuza girdiğinde bir fırsatını bularak yanıma geldi.
– “Ne oldu düşündün mü? diye sordu.
– “Hayır istemiyorum böyle bir şey lütfen bizi yalnız bırakımısınız ilk fırsatta ödeyeceğim size olan borcumu.” dedim..
– “Sen yine de düşün koçum bir gece için 20 bin iyi para.” dedi. gayri ihtiyari
– “Olmaz abi hem ben istesem de eşim kabul etmez.” dedim. Kerim Beyin birden gözleri parladı
– “Sen orasını düşünme ben hallederim.” dedi
Sonay’ın bana seslenmesi ile kalkarak bende havuza girdim kimdi aşkım konuştuğun dedi. Boş ver dedim daha önce iş yaptığımız ortaklardan biri diyerek geçiştirip seni çok özledim dedim.
– “Acele etme sevgilim…” dedi karım, “- “Daha dışarı çıkıp yemek yiyeceğiz, sonra da biraz eğleneceğiz… İştahını geceye sakla…”
Daha da çok tahrik olmak ve bu arada beni de iyice çıldırtmak istediğini anladım. Sesimi çıkarmadım.
Bir gün öncesine oranla daha erken çıktık bu sefer otelden. Ve sanki mümkünmüş gibi, Sonay bu sefer daha da tahrik edici giyinmişti. Üstünde, eteği memelerinin hemen altından kesilmiş, biraz bolca ve ince askılı Beyaz bir bluz vardı. Memelerinin alt kısımları neredeyse görülecek durumdaydılar. Yan taraflardan da, yarı yarıya görebiliyordum o yusyuvarlak, dim dik memeleri. Altına ise yine Beyaz iyice düşük belli, pilili ve kısacık bir etek giymişti. Yürürken eteği savruluyor ve kalçalarının alt kısımları görünüyordu. Beline ince bir altın zincir bağlamış, sağ ayak bileğine de, aynı zincirin daha küçüğünü takmıştı. Özellikle belindeki zincir, çıplak karnını daha belirgin bir hale getiriyordu sanki. Tümüyle meydanda olan göbek deliği, inanılmaz tahrik ediciydi. Ayaklarına ise, yine yalnızca bir kaç incecik banttan oluşan alabildiğini yüksek topuklu bir çift ayakkabı geçirmişti. Uzun, bembeyaz bacaklarının güzelliğini, ayakkabıların içinden olduğu gibi görünen güzelim ayakları tamamlıyor ve Sonay’ı dayanılmaz sik kaldırıcı bir hale getiriyordu.
Bu sefer önce çarşı içinde dolaştık. Sonra tekrar otele dönüp otelin otelin barına gittik. Bir öncekinden daha cüretliydi bu akşam Sonay. Daha çok gösteriyordu güzelliklerini. Sonrada bana
-“Aşkım böyle giyiniyorum diye bana kısmıyorsun değil mi?” Diye cilveleniyordu.
-“Madem tatildeyiz, istediğin gibi giyin. Hatta giyinmesen bile olur.” dedim. Karım da pis pis gülerek
-“Giyinmezsem nolur biliyor musun?” dedi.
-“Nolur ki?” dedim.
-“Bütün otel çalışanları, bu sevgili karının amını götünü becerir.”
-“ Sen istedikten sonra sorun yok istediğini yapabilirsin ancak yaptığın her şeyi iyi veya kötü bana anlatmanı istiyorum o zaman seni affedebilirim.” dedim. Gülüştük ve masamızdan kalkıp yemeğe gittik.
Kerim Bey akşam yemekte tekrar yakaladı.
-“Düşündün mü koçum?” diye. Boş bulunup
-“Olmaz abi ben kabul etsem de eşim etmez teklif dahi edemem.” dedim.
-“Ya sen et gerisini hallederiz bir şekilde.” Ne kadar olmaz desemde eşimi paylaşma arzusu giderek kabarıyordu.
-“Nasıl olacak o?” dedim.
Kısaca aklındakileri anlattı.
-“Korkma hiç farkına bile varmaz.” diyerek üsteledi. O kadar ısrar ediyordu.
-“Pek ala.” dedim. Birden gözleri parladı.
-“Tamam konuştuğumuz gibi yap gerisine karışma sen.”
Karımın yanına döndüm Yemeklerimizi romantik bir ortamda kırmızı şarap eşliğinde yedik. Sonra bara geçerek hem canlı müziği dinleyip hem de arada bir dans etmeye başladık birer kadehte şampanya almış masamızda danstan yorulduğumuz anda içiyorduk yavaş yavaş. Az sonra garson elinde bir şişe şampanya ile geldi. Kerim Bey gönderdi efendim diye. Kerim Bey yan masamıza oturmuş bize kadeh kaldırıyordu. Başımla teşekkür ettim. Sonay
-“Niye gönderdi ki bu adam bunu?” dedi.
-“Ne var bunda aşkım?” dedim “Ya daha önce iş yaptığımız ortaklarımızdan biri yeni evli olduğumuzu öğrenince bize jest yapmak istemiş.”
-“Eh birer kadeh daha içelim bari.” dedi. Kadehleri doldurdum. Birkaç yudum alıp tekrar dansa kalktık bu arada sürekli Sonay’ın kadehini dolduruyordum ikinci kadehten sonra bırak dans edecek ayakta duracak hali kalmamıştı.
-“Aşkım başım dönüyor ne olur odamıza gidelim.” diye yalvarmaya başladı.
-“Tamam aşkım bir kadeh daha içlim gideriz.” diyerek kadehini tekrar doldurdum..
-“Galiba sarhoş oldum aşkım ben başım dönüyor.” dedi.
-“Bir şey olmaz boş ver.” diyerek son kadehi de içmesini sağladım. Gerçekten sarhoş olmuş artık ayakta duramaz hale gelmişti. Koluna girerek asansöre bindirdim. Kerim Bey de hemen hemen peşimizden kalkmış diğer asansöre binmişti. Asansörde elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Başını omzuma koyup
-“Yapma aşkım çok kötüyüm ben.” diye mırıldandı. Ayakta zor duruyordu. Odadan içeri girerek Sonay’ı hemen yatak odasına götürdüm hala
-“Aşkım ben çok sarhoş oldum.” diye mırıldanıyor anlamsız kahkahalar atıyor du. Kerim Beyde açık bıraktığım kapıdan gelerek kapıyı örttü. Tekrar içeri karımın yanına döndüm yatağın üzerinde çoktan sızmıştı. Çekmeceden uyku bandını alarak gözlerine geçirdim. Tekrar uyandı.
-“Ne yapıyorsun daha uyumak istemiyorum ben.” diye mırıldandı.
-“Şissst sakin ol seni uyutan kim bu gün değişik bir fantezi yapacağız.” Ben bunları söylerken tekrar sızmıştı. Karımın gözleri kapananınca kerim Beyde odaya girdi. Bana sessizce
-“Sen şöyle dur ve sadece karının sorduğu sorulara cevap ver.” dedi. Sonra yatağın üzerinde yatmakta olan karımı soydu. Üzerinde sadece iç çamaşırları ve siyah çorapları kalmıştı. Geriye çekilerek karımın çıplak vücuduna hayranlıkla baktı. Usulca
-“Gerçekten muhteşem çok güzel. Dedi. Bordo rengi dantelli sutyeninin altından göğüslerini çıkararak emmeye başladı iştahla birini bırakıp diğerini emiyordu. En az 10 dakika emdi bu şekilde. Karımın göğüs uçları iyice irileşmiş küçük bir fındık gibi ortaya çıkmıştı. Karımın ayağındaki çorapları çıkarak ellerini sırayla yatağın başucundaki ayaklarına bağladı.
-“Uyanmaz ama biz her ihtimale karşı tedbirimizi alalım.” dedi. Yatağa yaklaşıp karımın vücudunu tepeden tırnağa süzdükten sonra,
– “Karının muhteşem vücudu varmış gerçekten dostum, bu gece artık benim olacak! Bak nasıl sikeceğim onu bu gece!” diyerek soyunmaya başladı. Ben heyecandan sadece,
– “Evet…” diyebildim…
Kerim Beyin üzerinde sadece Boxeri kalmıştı ve yarağının kalkmış hali belli oluyordu. Kerim Bey karımın yanına uzandığında ben de yatağın kenarın oturdum izlemeye başladım. Kerim Bey uyuyan karımın dudaklarından öpmeye başladı, boynunu boğazını öpüp yalarken, bir eli de karımın göğüslerini okşuyordu. Sonra benden karımın sutyenini çıkarmasına yardım etmemi istedi, birlikte çıkardık. Karımın göğüslerini tek tek tekrar emmeye başladı. Emerken sanki göğsünün birini tümden ağzına çekmek istiyor gibiydi. Sırayla her iki göğsünü de uzun bir süre emip yaladıktan sonra aşağılara indi. Yine benim yardımımla karımın külotunu çıkardık. Kerim Bey karımın (muhtemelen dün tıraş ettiği) pürüzsüz kaymak gibi amını görünce,
– “Offf be, karının amcığı harika görünüyor! Tazecik, bakire kız amcığı gibi!” diyerek hemen yalamaya başladı. Amının dudaklarını sündüre sündüre emiyor, bazen diliyle klitorisine masaj yapıyordu, bazen de diliyle siker gibi amına sokup çıkarıyordu dilini. Arada bir,
– “Mmmmhhhh, tadı çok güzelmiş! Nefis!” diyerek yeniden yalamaya devam ediyordu. O kadar zevkle ve iştahla yalıyordu ki karımın amını, o anda kendi kendime ben neden yalamıyorum diye sormaya başladım.. Ve Kerim Bey kenara çekilir çekilmez ben yalamaya başladım Sonay iyice sızmış olmazına rağmen kıvranmaya inlemeye başlamıştı. Sanrım oda zevk almaya başlamıştı Karımın amını sırayla dakikalarca yaladık
Sonunda heyecanla beklediğim an gelmiş, Kerim Bey şortunu çıkarmıştı. Kendimi Kerim Beyin kocaman yarağına bakmaktan alıkoyamıyordum. O ana kadar bende hiç kıpırtı yokken, Kerim Beyin muhteşem yarağını kazık gibi kalkmış haliyle görünce, benim de yarağım kalkmıştı. Kerim Beyin yarağını karımın amının dudakları arasına sürtüşünü, ben de nefesimi tutmuş ve yutkunarak yakından izliyordum. Hissettiğim heyecan ve aldığım zevk inanılmazdı Balayında Kerim Bey borcuma karşılık karımı siktiriyordum. Kerim Bey karımın klitorisine tükürdü ve yarağının başıyla o tükürüğü amının dudakları arasına yaydı. Sonra am dudaklarını aralayıp yarağının başını karımın amına dayadı ve yüklenmeye başladı. Hafif zorlanarak başını sokmuştu, karımın kasıklarından tutarak yeniden yüklenmeye başladığında, o kocaman yarak taşaklarına kadar karımın amına gömülmüştü.
– “Ohhhh, harika! Karının amcığı daracıkmış dostum!” diyerek iyice kanırttıktan sonra da yavaş yavaş gidip gelmeye başladı…
Kerim Bey karımın amını pompalaya pompalaya sikerken, ben de şortumun içinde kazık gibi olmuş yarağımı sıvazlıyordum. Yaklaşık 10-15 dakika siktikten sonra Kerim Bey birden yarağını karımın amından çıkardı ve karımı çevirip yüzükoyun yatırdı, göbeğinin altına da yastık koydu, karımın götü havadaydı artık. Anlaşılan karımı götten sikecekti. Yarağını bana çevirip tükürüklememi istedi. Avucuma tükürdüm ve yarağının başına sürdüm. Sonra bana karımın götünün yanaklarını iki elimle yanlara ayırttırdı. Yarağını karımın dışa çıkmış göt deliğine dayadı ve bir iki fırçadan sonra bastırarak yüklendi. Yarağının başını soktuğunda, karım hafif kımıldadı. Korkmuştum,
– “Uyanırsa mahvolurum!” dedim.
– “Korkma, uyanmaz!” diyerek yarağını yavaş yavaş karımın daracık göt deliğine sokmaya devam etti. Tamamını köklediğinde karımın uyanmadığını görünce rahatlatmıştım. Bir yandan da düşünüyordum, eğer karım uyanık olsaydı mümkün değil böyle bir yarağı alamazdı diye…
Kerim Bey karımın götünü 15-20 dakika pompalayarak siktikten sonra artık karımın göt deliği iyice açılmıştı. Kerim Bey yarağını çıkararak karımın götünü okşamaya başladı, yavaşça karımın kalçasını iki yana ayırarak diliyle göt deliğini yalıyordu. Bu manzara karşısında hemen ereksiyon olmuştum ve o kadar da utanmıştım, ama hiç bir şey umurumda değildi artık. Yastıklardan birini tekrar karımın altına yerleştirip, karımı hafifçe domalma pozisyonuna getirdim. Kerim Bey karımın amını biraz daha yaladıktan sonra, yarağını arkadan karımın amına sürtmeye başladı. Sürttükçe karımın amı da, amının dudakları da ıslanıp kayganlaşıyordu. Kerim Bey yarağını yavaş yavaş karımın amına sokmayı denedi, fakat olmadı. Kerim Beyin işaretiyle, o kalın yarağını elime aldım ve yarağının kafasını ağzımdan aldığım tükürük ile ıslattım, kayganlaştırdım. Sonra da yarağının kafasını karımın amının dudakları arasına yerleştirdim. Kerim Bey yarağını yavaş yavaş karımın amına sokmaya başladı. Yarağı karımın amına girdikçe amının deliği kocaman açılıyordu. Kerim Beyin. Yarağı müthiş sertleşmişti ve etrafındaki damarlar patlayacak gibiydiler. Yarağının kökü avucumun içinde olduğu için damarların zonkladığını Gayet net hissedebiliyordum. Kerim Beyin yarağı karımın amına girip çıktıkça diğer elimle de kendi kendime 31 çekiyordum ve birden boşalmaya başladım. Hayatımda ilk kez böylesine titreyerekten boşalıyordum, bu da benim için bir ilk idi. Bu arada birden karım da inlemeye başladı, uyanacak diye korktum ve Kerim Beye biraz yavaş sikmesini söyledim. Kerim Bey ise yavaşlayacağı yerde daha da hızlandı ve boşalmak üzere olduğunu söyledi. Kafasını tavana dikip sert vuruşlarla karımın amına tüm menilerini boşaltıverdi. O kadar da çok boşalmıştı ki, karımın amı dölle doldu ve döller taşmaya başladı. Elim dahil olmak üzere, karımın altındaki yastık ve çarşaf dölden sırılsıklam olmuş yarağım yeniden kalmıştı. Kerim Beyin spermlerinden vıcık vıcık olmuş olan karımın amını bir postada ben siktim sonra mümkün olduğu kadar karımın amındaki dölleri sildim, fakat amının içindekileri temizlemek mümkün olmadı. Bu arada karım inlemeye devam ediyor, fakat bir türlü de gözlerini açamıyordu, Neyse, Kerim Beyin de rahatlamış ben de rahatlamıştım, Kerim Beye
– “Nasıldı?” diye sordum. O da
– “İlk kez bir kocasının yanında bir karı sikiyorum ama şu kadarını söyleyeyim harika bir karın var müthiş zevk aldım.” Dedi Sonrada. “Onu uyanıkken de sikmek isterim.” Diye Bu düşünce beni daha da heyecanlandırmıştı,
– “Karımı ayıkken sikmeni senden çok ben isterim, eminim çok daha zevkli olur, fakat bunu nasıl gerçekleştirebilirim ki?” diye sordum. Kerim Bey
– “Sende böyle zevkler varken elbet bir çaresini bulursun.” dedi ve duş alıp kendi odasına yatmaya gitti. Giderken de yazdığı on bin TL lik çeki komidinin üzerine bırakmıştı. Kerim Bey gittikten sonra karımı hem amından hem de götünden bir posta daha siktim Sonrada hala uyuyan karıma sarılarak ben de uyudum. Öğleye doğru uyandığımda karım halen uyuyordu. Karım da uyandığında,
– “Uffff! Başım çatlıyor! Üstümden TIR geçmiş gibi hissediyorum kendimi!” diye sızlanmaya başladı. Rahatlamıştım, dün gece olanlardan haberi yok diye. Yataktan kalkarak banyoya gitti. Aynada vücudunu görmüş olacak ki
-“Oofffffffffff aşkım ne yapmışın böyle” diye içerden seslendi.
-“Hayırdır ne olmuş?” dedim
-“Her yerimi morartmışın aşkım ya hala her tarafım sızlıyor.”
-“Ne yapayım canım akşam o kadar güzeldin ki. Hem morarırsa morarsın sen evli bir kadınsın artık kim ne karışırmış?”
O gün yemekten sonra arabayla çevreyi dolanmış sonrada bol bol otelin terasında dinlenmiştik. Karımın vücudundaki morluklar yüzünden yüzmeye gidememiştik.
Sonunda bir haftalık balayımız bitti. İstanbul’a döneceğimiz günün sabahında karım giyindiğinde, ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Buraya geldiğimizde olduğu gibi, masum ve edepli bir şeyler geçirmişti üstüne. Şaşkınlığımı görünce hafifçe gülümsedi.
– “İstanbul’a dönüyoruz sevgilim…” dedi, “Orası başka…”
Bodrum’un anıları, döndükten sonra günlerce aklımdan çıkmadı tabii. Her gece, orada olup bitenleri tekrar aklıma getiriyor ve acayip tahrik olarak Sonay’a saldırıyordum. Sonra, olanları tekrar yaşamak fikri kafama gelip yerleşti. Aynı şeylerin tekrar tekrar olmazını, dayanılmaz bir şekilde istiyordum. Sonunda Sonay’a,
– “Hafta sonu için Antalya’ya gitmeyi” önerdim.
Gözlerinin içi parladı karımın.
– “Ohhhh… Sen de istiyorsun değil mi sevgilim…?” dedi yalnızca.
Sesimi çıkarmadım. Üzerinde konuşmadan bu konuda anlaşıyor gibiydik karımla. İkimiz de, Antalya’ya gerçek gidiş nedenimizi biliyorduk.
Bu sefer, turistlerin de bol olduğu, şehir dışındaki bir tesiste yer ayırtmıştım. Cuma akşamı uçağa binmek için hazırlanırken, karım elinde orta boy valizle geldi. Keyfi yerindeydi. Uçaktan inip otele gider gitmez de, valizini alıp banyoya girdi.
Ben de üstümü değiştiriyordum bu arada. Hava gerçekten de çok sıcaktı. Terlemeden durabilmek için, mümkün olduğu kadar ince giysiler seçmem gerekiyordu. Kısa bir süre sonra, karımın sesiyle kendime geldim.
– “Nasıl olmuşum..?”
Dönüp ona baktım. Banyonun kapısında, bacakları aralık duruyordu. Üstüne Beyaz, incecik ve daracık bir giysi geçirmişti. Eteği ancak kalçalarının biraz altına kadar örtebiliyordu. Memelerinin de yarısı meydandaydı. Ama giysinin en müthiş tarafı, kumaşının inceliğiydi. Böyle dururken banyodan gelen ışık arkasında kalmıştı ve bacaklarının kasıklarıyla birleştiği yerin siluetini olduğu gibi görebiliyordum. Manzara, yarağımın bir anda kalkıp taş gibi olmazına yetmiş de artmıştı tabii.
Sonay’ın yüzünde muzip bir ifade belirmişti. Üstümde yarattığı etkinin farkındaydı ve zaten amacının bu olduğunu ikimiz de biliyorduk. Heyecanım tepe noktaya çıkmıştı. Bodrum’dan döndüğümüzden beri aklımdan çıkmayan şeyleri yeniden yaşamaya hazırdık. Karımın elini tuttum ve birlikte odadan çıkıp aşağıya, otelin açık hava barına doğru yürümeye başladık. Çevredekileri arzu dolu bakışları altında saatlerce dans ettik. Çevredeki diğer erkekler gibi bende dayanamaz olmuştum. Erklerin aç kurtlar gibi kendisini gözetlemelerinden dans ederken sürekli oralarına buralarına sürtünmelerinden kendisi de oldukça tahrik olmuş olacak ki
– “Ohhh sevgilim… Canım sikilmek istiyor…. Ohhh sikilmek istiyorum sevgilim… Hadi beni odamıza götür…”
Asansörü bindiğimizde ikimizden başka kimse yoktu. Elimi eteğinin altına sokup amını avuçladım karımın. Tanrım, ateş gibi yanıyordu Sonay’ın amı ve akıl almayacak kadar ıslanmış, vıcık vıcık olmuştu.
Odaya girer girmez, önce ayakkabılarını sonra da giysisini çıkarıp attı. İnanılmaz güzel, inanılmaz tahrik edici ve inanılmaz derecede tahrik olmuş görünüyordu. Ben hızla soyunmaya çalışırken gelip önümde çömeldi. Uzun parmakları çatlama noktasına gelmiş yarağımı kavradılar. Sonra ağzının açılışını ve o güzelim dudaklarının yarağımın mosmor olmuş başına kapanışını, zevkten kısılmış gözlerle izledim. Bir anda içimde bir top patlamış gibi oldu. Belim fışkırmaya, Sonay’ın ağzına dolmaya başladı. Bu onun da bir kez daha belinin gelmesi için yeterli olmuştu. Yine tüm vücudu sarsılıyordu. Gözleri kapalıydı. Ama inanılmaz bir hırsla yarağımı emmeyi südrüyordu. İçimi boşaltana kadar da emmeyi sürdürdü.
İşin ilginç tarafı, yarağımın hiç bir inme belirtisi göstermemesiydi bu arada. Karım bütün tohumlarını, damla bile israf etmeden midesine indirdikten sonra da emmeyi bir süre sürdürdü. Sonra da yarağımı ağzından çıkarıp yalamaya başladı. Bir eliyle taşaklarımı mıncıklıyordu. Birden ayağa kalkıp beni yatağa doğru itti. Sırtüstü uzandım yatağa, Sonay da hızla üstüme çıkıp yarağımın üstüne çömeldi. Bir eliyle yarağımı dibinden kavramıştı. Sonra birden oturdu yarağımın üstüne. Bir anda, dibine kadar içine almıştı beni. Amı alev alev yanıyordu. İçinden sızan am sularının taşaklarıma aktığını hissediyordum. Müthiş bir sikişe başladık sonra da.
Cuma akşamı ve gecesiyle tüm Cumartesi’yi müthiş geçirdik. Öyle ki, Pazar sabahı gidip rezervasyonumuzu bir gün daha uzattım ve dönüş biletlerimizi de Pazartesi sabahı için değiştirdim. Bir gece daha geçirmek istiyordum orada.
Doğruyu söylemek gerekirse, bu Antalya gezisi Bodrum’dan da güzel olmuştu. Bunun nedeni ise kaldığımız otelden neredeyse hiç ayrılmamış olmamızdı ilk başta. Otel doğal olarak turistlerle, yani yabancılarla doluydu. Bu da; Sonay’ın, sanki mümkünmüş gibi, daha da rahat hareket etmesine olanak vermişti. Her anı tepeden tırnağa sik kesilmiş bir halde yaşamıştım. Sonunda geceleri odamıza çıktığımızda da, neredeyse yatağa tutuşturacak bir hırsla sikişmiştik. Doymak bilmiyorduk ikimiz de.
Antalya’dan ayrılmadan önce, bir sonraki hafta sonu için yeni bir rezervasyon yaptırmayı da ihmal etmemiştim bu arada. Ama bu sefer başka bir yerde.
Bu seferki otel değil Belek’teki bir tatil köyüydü ve rezervasyon yaptırırken, orada geçireceğimiz bir kaç gecenin Sonay’la benim açımdan bir devrim niteliğinde olacağını elbette ki bilmiyordum. Ama buranın ötekilerden farklı bir yer olduğunu daha check-in yaptırırken farkına varmıştım.
Çoğu İsraillilerden oluşan kalabalık bir turist topluluğu lobiyi doldurmuştu ve işin ilginç yanı bunların çok büyük bir bölümü genç erkeklerdi. Resepsiyon memurundan bunların izin yapan İsrailli askerler olduğunu öğrendim. Sonra da, hazırlanmak için odamıza çıktık Sonay’la.
Yaklaşık bir saat sonra otelin bahçesindeki restorana girdiğimizde, tüm erkeklerin gözlerinin üzerimizde olduğunu fark ettim. Tabii bunda şaşacak hiç bir taraf yoktu. Karım, yine kelimenin tam anlamıyla bir afet gibiydi. Üstelik bu sefer biraz daha da cüretliydi sanki. Siyah bir saten giysi seçmişti kendine. İncecik askıların tuttuğu giysi; kolları, omuzları ve sırtının önemli bir kısmıyla birlikte memelerinin yarısından fazlasını ortada bırakıyor, karnını ve kalçalarını sımsıkı sarıyor, eteği de yine kalçalarının hemen altında bitiyordu. Giysinin kumaşı o kadar inceydi ki; tüm hatlarıyla memeleri, birer düğme gibi kabarmış meme uçları ve hatta göbeğinin çukuru bile belli oluyordu. Ayaklarına geçirdiği yüksek topuklu, siyah dekolte ayakkabılar, bacaklarını daha da baş döndürücü bir hale getirmişti. Sadece bir kaç incecik banttan ibaret olan ayakkabılar, ayaklarını inanılmaz bir iç gıcıklayıcılıkla sergiliyordu.
Tam ortalarda bir masaya oturduk ve tüm İsrailli askerlerin gözü üstümüzde yemeğimizi yedik. Askerler ise yemeklerine ek olarak gözleriyle karımı yemişlerdi bu arada.
Yemekten sonra, animasyonların yapıldığı cafe bara geçtik. Hemen yakınımızdaki masalar da, bir anda yalnızca genç İsrailli askerlerden oluşan bir kalabalık tarafından dolduruldu tabii. Sonay öyle bir oturmuştu ki, neredeyse kıçı görünüyordu. Yaklaşık bir saat sonra da, yeni yeni dolmaya başlamış olan gece kulübüne geçtik.
Karım, ısrarla barda, yüksek taburelerde oturmayı seçmişti. Böylece bacaklarını daha çok gösterme fırsatını bulduğunu biliyordum. Üstelik şimdi peş peşe yuvarladığı içkiler nedeniyle kafası da epeyce iyi olmuş ve daha da çok göstermeye başlamıştı. Durmadan bacak değiştiriyor ve bunu her yaptığında da, eteğinin biraz daha sıyrılmasına neden oluyordu. Arada bir de, dizleri hafif aralık oturuyordu ve o zaman da, dikkatli bir göz pırıl pırıl kılsız amını bile görebiliyordu. Özellikle de, hemen yanımızdaki masada oturan ve Nato tatbikatı nedeniyle Antalya’ya gelen ve çarşı iznine çıkan 5 İtalyan asker avantajlı durumdaydı. Hem çok yakınımızdaydılar, hem de Sonay’ın aralanıp duran dizleri, onların tam baş hizasındaydı. Böylece doğrudan hedefe bakabiliyorlardı.
Askerlerin aralarındaki hararetli konuşma konusunun da karım olduğuna emindim. Çünkü hem İtalyanca bir şeyler konuşuyor, hem de gözlerini hemen önlerindeki acayip manzaradan ayırmıyordular.
Yaklaşık bir saat kadar oturmuştuk ki, birden müthiş bir şey oldu. Hemen yanımızdaki masada oturan İtalyan askerlerden biri yerinden kalkarak bize doğru geldi ve karıma onunla dans edip etmeyeceğini sordu. Doğrusu ben böyle bir şey beklemiyordum. Ama anlaşıldığı kadarıyla Sonay hazırdı buna. Bana sormaya, hatta bakmaya bile gerek görmeden tabureden aşağı kaydı. Bunu yaparken eteği neredeyse beline kadar sıyrılmıştı tabii. Sonra da askerin önüne düşüp, kalçalarını çalkalaya çalkalaya piste doğru yürümeye başladı.
O kadar heyecanlanmıştım ki, boğazım acıma derecesinde kurumuştu birden bire. Onların piste çıkıp karşılıklı dans etmeye başladıklarını gördükten sonra barmene seslenip, kendime yeni bir içki istedim. Sonra dönüp seyretmeye başladım. Müzik hızlıydı ve karşılıklı dans ediyorlardı. Bu arada, pistin çevresinde oturan tüm erkekler de bayram ediyordu tabii. Tam bir afet gibiydi Sonay. Müziğin ritmiyle kıvrım kıvrım bükülüyordu vücudu. İnanılmaz sik kaldırıcıydı.
Sonra parça bitti ve birden inanılmaz yavaş bir müzik çalmaya başladı. İtalyan de, dünyanın en doğal işini yapıyormuşçasına, karımın beline sarılıp onu kendine doğru çekti ve hafif hafif sallanmaya başladılar. Vücutları birbirine iyice yapışmıştı. Gözlerimi onlardan ayırıp, başka bir tarafa bakamıyordum.
Sonay’ın kendini iyice bırakmış olduğunu görüyordum. Böylesine yakın bir temastan rahatsız olmuş gibi görünmüyordu doğrusu. Nedenini tam anlayamadığım bir biçimde heyecanlandığımı hissediyordum. Daha da açık söylemek gerekirse, yarağım bir anda kazık gibi olmuştu.
Vücutları böyle aradan hava bile geçemeyecek biçimde yapıştığına göre, İtalyan Sonay’ın giysisinin altında hiç bir şey olmadığını çoktan anlamış olmalıydı. Onun da yarağının kalktığına ve karımın karnına dayandığına, adım gibi emindim. Ve bu beni çok heyecanlandırıyordu yine beni,
İkinci slow parça çalarken, işi biraz daha ilerletmişlerdi. Artık adeta birbirlerine kenetlenmiş gibiydiler. Karımın iki eli birden İtalyan’ın boynundaydı. O da iki koluyla Sonay’ın beline sarılıp, alabildiğine kendine çekmişti. Karım başını hafifçe arkaya atmış, adamın gözlerinin içine bakıyordu.
Ama dananın kuyruğu üçüncü parçada koptu. Çünkü artık yaptıkları dans olmaktan çıkmış gibiydi. Herif sanki karımı ayakta sikiyordu orada. Pistin ortasında ve herkesin gözünün önünde hem de. İşin ilginci, Sonay’ın halinden hiç şikayeti olmamasıydı bu arada. Şimdi daha da çok bırakmıştı kendini adamın kollarına. Yüzünü onun boynuna gömmüştü. Pist çok kalabalık olduğu için zorlukla görebiliyordum ama, kalçalarının hafif hafif büküldüğünü, hem sağa sola, hem öne arkaya kımıldadığın yine de fark edebiliyordum. İtalyan’ın elleri de hareketlenmişti artık. Sağ eli karımın vücudunun yan tarafında yukarı aşağı okşar gibi dolaşıyordu. Sol eli ise belinden aşağıya kaymış ve giysinin incecik kaygan kumaşı üstünden o baş döndürücü kalçaları okşamaya başlamıştı.
Tanrım o kadar çok tahrik olmuştum ki, Tıpkı Geçen günlerde Kerim’in karımı siktiği andaki gibiydim. Durumumu kendi kendime anlatabilecek sözcükler bile bulamıyordum. Tepeden tırnağa sik olmuştum. Gözlerimi bir saniye bile ayıramıyordum onlardan.
Bu arada üçüncü parçanın da sonu yaklaşıyordu. Acaba disk-jokey bir tane daha slow çalar mıydı? Bunu hem delice istiyordum, hem de istemiyordum. Kararsızdım yani.
Ve o sırada müthiş bir şey oldu. Gözlerim karımın vücudunun hafif hafif sarsılmakta olduğunu yakaladı. Belki başkaları anlamazdı ne olduğunu ama, ben çok iyi biliyordum bunun nedenini. Orgazm oluyordu Sonay. İnanılmaz bir şeydi bu.
Hiç tanımadığı bir İtalyan ile dans ederken orgazm oluyordu.
Tam duruluyordu ki, parça da bitti ve disk-jokey yeniden hızlıya döndü. Adeta istemeyerek birbirlerinden ayrıldıklarını gördüm. Pistten çıkarlarken İtalyan Sonay’ı kendi masasına götürmek istedi. Bunu hareketlerinden anlıyordum. Ama buna uymadı karım. Adamdan ayrılıp bana doğru yürümeye başladı. Tanrım müthiş bir ifade vardı yüzünde.
Gelip tam karşımda durdu. Gözlerimin içine bakıyordu. Uzanıp elimi tuttu.
– “Hadi sevgilim… Hemen odamıza çıkalım… Canım çok sikilmek istiyor şu anda…”
Ben de ondan farklı bir durumda değildim Hemen hesabı ödedim ve kalktık. Elemi sıkı sıkı tutmuş neredeyse beni çekiyordu karım. Asansöre biner binmez yarağıma yapıştı.
– “Ohhh ne güzel kalkmış yarağın sevgilim… O kadar çok sikilmek istiyorum ki şu anda… Biliyorsun değil mi?”
Sesimi bile çıkarmadım. O anda benim en çok istediğim de karımı bir an önce sikmekti. Odaya zor attık kendimizi.
Sonay beni yatağın üstüne itti. İtiraz etmedim. O kadar azmıştı ki her şeyi ona bırakmak çok daha iyi olacak gibi görünüyordu. Ayaklarım yerde vücudumun geri kalan kısmı yatağın üstünde onu seyretmeye başladım. Giysisini bile çıkarmamıştı. Telaşlı parmaklarla pantolonumun fermuarını indirip yarağımı dışarı çekti. Sonra da adeta bir kaplan gibi üstüme atlayıp ata biner gibi oturdu yarağımın üstüne.
Öylesine vıcık vıcıktı ki amı, bir anda köküne kadar girdi yarağım. Sonay başını arkaya attı ve sarsıla sarsıla orgazm olmaya başladı. Yalnızca yarağımın içine girmesi bile yetmişti karıma. Sonra göğsüme devrildi. Derin derin soluklanıyordu.
Büyük bir güç harcayarak kendimi tutuyordum ben de bu arada. Karımın halinden sabaha kadar sürecek bir sikiş maratonu yaşayacağımızı anlamıştım ve mümkün olduğu kadar geç getirmek istiyordum belimi. Nitekim biraz sonra doğruldu Sonay. Tekrar ata biner gibiydi şimdi üstümde. Gözlerimin tam içine bakıyordu.
– “Dans pistinde olanları gördün değil mi sevgilim?” diye sordu birden.
Başımı sallayarak yanıtladım onu. Hala kendimi tutmaya uğraşıyordum çünkü. Her an fışkırtabilirdim karımın amına.
– “Ohhhh gördün değil mi?” diye devam etti Sonay. “Gördün değil mi neler yaptı bana o İtalyan? Gördün değil mi karına neler yaptı?”
Daha fazla tutamadım kendimi. Bir top gibi patladım adeta. Gözlerim kararıyordu. Ve bu Sonay’ın da bir kez daha orgazm olmazı için yeterli olmuştu bile. Yine göğsüme devrildi. Ama bu sefer ikimiz de soluklanıyorduk.
Ama çok sürmedi bu. Karım bir kere daha doğruldu. Yarağım hiç inmemişti zaten. Tekrar dans etmeye başladı üstümde. Gözleri yarı kapalıydı. Kendini müthiş bir zevk seline kaptırmış olduğunu görebiliyordum.
– “Anlatsana…” dedim alçak bir sesle.
– “Neyi anlatmamı istiyorsun sevgilim?”
– “Sana neler yaptığını anlat… Ben yalnızca uzaktan gördüm biliyorsun…”
– “Ohhhhhhhhh…”
– “Hadi anlat… Ne yaptı da seni böyle azdırdı..?”
– “Ahhhh sevgilim…”
Hafif bir kararsızlık sezinliyordum Karımda. Sanki her şeyi anlatarak beni incitmekten korkuyor gibiydi.
– “Bebeğim…” dedim, – “Benim halimi görmüyor musun? Olanların beni ne hale getirdiğini görmüyor musun?”
– “Ohhhh evet sevgilim…”
– “O zaman anlat hadi….”
– “Önce normal dans ediyorduk, farkındasın değil mi sevgilim? Herkesin yaptığı gibi gözleriyle her yerimi didik didik ediyordu yalnızca…”
– “Evet bebeğim… Ama sonra müzik yavaşladı…”
– “Ohhh evet sevgilim… O zaman sarıldı bana… Sımsıkı… Yarağını dayadı karnıma… Offffff öyle bir kalkmıştı ki sevgilim… Bir bilsen… Taş gibiydi… Kocamandı… Alev alev yanıyordu sanki… Bir anda koptum…”
Anlattıklarından çok etkileniyordum ama, kendi benden de çok etkileniyor gibiydi. Birden anlatmanın onu müthiş tahrik etmekte olduğunu anlayarak, mümkünmüş gibi daha da çok tahrik oldum ben de.
– “Bıraktım kendimi sevgilim… İtiraf etmeliyim ki kanım tutuşmuştu sanki… Ben de ona sarıldım… Orada öylece sanki ayakta sikişiyormuşum gibiydi… Ahhhh sevgilim…”
Yine kıvranıyordu üstümde. Tanrım müthiş bir kadındı karım. Bir İtalyan’ın onu pistte nasıl kasnağa aldığını anlatmaktan acayip tahrik oluyordu. Boğuklaşmış bir sesle anlatmaya devam etti sonra.
-“Giderek daha saldırgan oluyordu sevgilim… Belime yapışıp beni öyle bir çekmişti ki kendine, neredeyse yarağı karnıma girecekti… Ara sıra sana bakıyordum bu arada… Öyle gözlerini dikmiştin üstümüze… Bu da bana çok zevk veriyordu biliyor musun sevgilim..? Bir İtalyan karını herkesin ortasında ayakta sikiyordu adeta ve sen hiç bir şeyi kaçırmamaya çalışarak izliyordun…. Yüzündeki ifade müthişti… Sonra tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de beni okşamaya başladı adam… Elleri her yerimde dolaşıyordu… Kalçalarımı avuçluyordu… O zaman başımı onun boynuna gömdüm… Beni istediği gibi ellemesine izin veriyordum artık…. Üstelik bir de konuşmaya başlamıştı, biliyor musun..? Offff neler söylüyordu bana bir bilsen sevgilim… Ne kadar sik kaldırıcı olduğumu söylüyordu… Beni nasıl sikmek istediğini söylüyordu…”
Hareketleri giderek hızlanıyordu karımın. Kalçaları yukarı aşağı, öne arkaya, sağa sola çalkalanıyordu. Yarağım içinde mahvoluyordu tabii. Giderek o kritik noktaya bir kez daha yaklaştığımı hissediyordum.
– “Çok kötü kaptırmıştım kendimi sevgilim… Ne olacağını bilmiyordum… Aldırmıyordum da buna… Çevremizdekilerin dikkati üstümüzdeydi… Nelere yaptığımızın farkındaydılar… Ohhhh bu da bana müthiş bir zevk veriyordu biliyor musun..? Öyle ayakta sıkıldığımı seyretmelerinden inanılmaz büyük zevk alıyordum… Ohhhh çok güzeldi sevgilim…”
Birden doğruldu üstümde. Yarağım çıkmıştı amından. Uzanıp sağ eliyle yarağımı dibinden kavradı ve götüne dayayıp tekrar oturdu ondan sonra da. Hiç zorlanmadan, yağ gibi almıştı beni içine. Ve gözlerimin tam içine bakarak anlatmaya devam etti sonra da.
– “Adam konuşmayı kesmemişti bu arada sevgilim… Konuştukça daha da azdırıyordu beni… Kıçımın ne kadar tahrik edici olduğunu anlatıyordu bana… Ona götümü verip vermeyeceğimi soruyordu bana… Ahhhh Beynime giriyordu sanki sözleri… Sonra öyle bir şey yaptı ki, kopardı beni sevgilim… Kalçalarımı mıncıklayan ellerinden birini aşağı indirdi ve eteğimin altına soktu… Orta parmağı kalçalarımın arasına girmişti sevgilim… Uçuyordum… Ve birden götümü buldu parmağı… Hafif hafif bastırıyor, okşuyordu… İşte o zaman tam bittim…. Ohhhh orgazm oldum o zaman…. Tanrım herkesin içinde orgazm oldum… Gözlerim karardı sevgilim… Ahhhh orgazm oldum… Mmmmmnhhhhhh…”
Şimdi de orgazm oluyordu yine. Götü açılıp kapanıyor, yarağımı adeta sağıyordu. Bir top gibi patladım yine. İkimiz de sarsılıyorduk. Bir zevk girdabının içinde kaybolmuş gibiydik.
Bir süre ne kımıldayabildik ne de konuşabildik. Ama ben kendimi karımdan önce toplamayı başardım.
– “Sonra seni kendi masasına götürmek istedi ama sen gitmedin…” dedim Sonay’ “Neden..?”
-“Gidemezdim sevgilim… Korktum açıkçası…”
– “Neden korktun..?”
-“Gidersem ne olacağını bilemiyordum…”
– “Ne olabilirdi ki, orada herkesin içinde..?”
– “Ohhhh sevgilim bilmiyorum… Pistte yaptıklarını da herkesin içinde yapmıştı, unutuyor musun..? Hem o masada başkaları da vardı… Arkadaşları…”
– “Belki de hepsi mıncıklardı seni…”
Bu son söylediğim karımın vücudunun birden yeniden hareketlenmesine yol açtı. Kalçaları hafif hafif kımıldanmaya, çalkalanmaya başladılar yine.
– “Ohhhhhhhh…” diye inledi, “Mutlaka öyle olurdu sevgilim… Ohhhh mutlaka…”
-“Görüyorum ki bunun fikri bile tahrik ediyor seni… O zaman neden korktuğunu anlayamıyorum sevgilim…”
Kendini yeniden sikişmeye kaptırmıştı karım. Gözleri yarı kapalı, yarağımın üstünde yeni bir dansa girişmişti. Hala götündeydi yarağım. O küçük delik kapanıp açılıyor, yarağımı eziyordu. İki eliyle omuzlarımı tutmuş, ayak parmaklarının ucunda yükselmiş, yine dans ediyordu üstümde.
– “Neyse…” dedim soluk soluğa, “Bir şeyi kaçırmış sayılmayız hala… Yarın akşam var önümüzde…”
Sözlerim, Sonay’ın üstünde müthiş bir etki yarattı. Tüm vücudu sarsıla sarsıla Orgazm olmaya başladı yeniden. Götü yarağımı öyle bir sıkmıştı ki, ben de tutamadım kendimi. Tohumlarım karımın karnının derinliklerine bir kere daha fışkırmaya başladım. Öylece yığılıp kaldık.
Pazar günü hem ben hem de Sonay, biraz gerilimliydik. Ama galiba benim gerilimim karımınkinden bir hayli fazlaydı. Gece kulübünde yaşadıklarımız gözümün önünden, sonra Sonay’la odamızda yaptıklarımız ve konuştuklarımız kafamın içinden gitmiyordu bir türlü. Sabaha kadar defalarca orgazm yaşamış olmama rağmen, bunlar her aklıma geldiğinde yarağım yeniden kazık gibi kesiliyordu aniden. Kısacası, durumum berbattı.
Sonay da sabah kahvaltıya inerken elimi sıkı sıkı tutmuş ve sanki beni bırakmak istemiyormuş gibiydi. Üstünde, Beyaz bir t-shirt vardı yalnızca. Penye kumaş ancak kalçalarını örtebilecek uzunluktaydı ve altına hiç bir şey giymemiş olduğunu anlamak için şöyle bir bakmak bile yetiyordu. Deniz kenarındaki masalardan birine oturduğumuz anda, geceki İtalyan asker grubunun, yalnızca bir kaç masa ilerimizde oturduğunu fark ettik ikimiz de. Ama asıl onlar bizi fark etmişti tabii. Koyu renkli aç gözler, siker gibi dikilmişti karımın üstüne.
– “Sevgilim,” dedi karım, “Buradalar işte… Nasıl bakıyorlar bana görüyor musun?”
Yalnızca başımı salladım yanıt olarak. Yarağım yeniden kazık gibi olmuştu ve en azından etraftakilere bunu çaktırmamaya çalışıyordum. Sonay ise neredeyse tam tersine bir tutum içindeydi. Hafifçe onların tarafına dönerek bacak bacak üstüne attı. Beyaz, yüksek topuklu ve dekolte terliklerinin olduğu gibi ortada bıraktığı ayağını, hafif hafif oynatmaya başladı. Aramızdaki masa nedeniyle göremiyordum ama, eteğinin alabildiğine sıyrıldığından ve İtalyan’ların gözlerinin önünde müthiş sik kaldırıcı bir manzara bulunduğundan emindim.
Kısacası o sabah kahvaltı, benim için bir keyif değil azap oluyordu. Bunun tek nedeni de, o anda en çok istediğim şeyi yapamıyor olmamdı yalnızca. O da, karımı yatırıp hemen sikmekti tabii. Sonay, sanki bunu anlamış gibi bakıyordu yüzüme. Onun yüzünde de, içindeki sikilme isteğini açıkça belli eden o müthiş ifade vardı.
Çabuk yedik kahvaltımızı. Benim için gerçekten de dayanması zor bir durumdu zaten. Aslında dönüp İtalyanlara bakmak, onların karımın üstünde dolaşan o siker gibi bakışlarını görmek istiyordum ama, bunu açık açık yapmanın pek de şık olmayacağını düşünerek kendimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Bereket Sonay imdadıma yetişti çok geçmeden.
– “Sevgilim…” dedi buram buram şehvet kokan bir sesle, “Odamıza çıkalım mı?”
Ama ben ona kolaylık göstermek istemiyordum açıkçası.
– “Neden bebeğim?” diye sordum, “Rahatsız mı oldun?”
– “Hayır sevgilim rahatsız olmadım. Ama canım çok sikilmek istiyor yine.”
– “Ben onların sana nasıl baktığını göremiyorum bebeğim. Bu yüzden merak da ediyorum biraz. Ne yapıyorlar ki seni bu hale getirdiler? Bak şimdi daha da meraklandım.”
“Gözleriyle sikiyorlar beni sevgilim… Karını gözleriyle sikiyorlar… Nasıl ıslandığımı anlamışsındır.
– “Bana mı vermek istiyorsun, yoksa onlardan birine mi?”
– “Bana böyle gereksiz şeyler soracağına hadi odamıza çıkalım da, kime vermek istediğimi kendin gör o zaman sevgilim,” dedi karım, “Lütfen hadi, hemen çıkalım olur mu?”
Zaten dayanacak halim yoktu benim de. Ama onun dediği gibi hemen kalkabilecek durumda da değildim bu arada. Yarağım üzerimdeki şortu yırtmak üzereydi çünkü. Üstelik yanımda önüme tutup durumu maskeleyebileceğim hiç bir şey de yoktu bu sefer. Dikkatimi dağıtmaya çalıştım ve yanımızdan geçmekte olan garsonla konuşmaya başladım. Beş dakika sonra ayağa kalkabilecek duruma gelmiştim biraz.
Sonay önümden yürüyordu ve içeriye girebilmek için İtalyan askerlerin masasının yanından geçmemiz gerekiyordu. Onların hala karımın üstünde dolaşan aç bakışları bile zaten yarağımı tekrar kaldırmak için yeterliydi ama, şimdi bir de böyle arkadan baktığımda Sonay’ın çalkalanan kalçaları vardı. T-shirt zaten doğru dürüst gizlemiyordu bir şeyi. Kendimi asansöre zor attım kısacası. Bereket başkaları da vardı ve böylece katımıza çıkana kadar soluklanma fırsatı buldum.
Odamıza girer girmez bir kaplan gibi saldırdı bana karım. Kolları boynuma dolanmış, vücudu vücuduma yapışmıştı adeta. Ateş gibi yanıyordu. Sonra bir adım geri atıp adeta telaşla üstümdekileri çıkarmaya başladı. Şortum ve gömleğim çıkınca da, ben ayakkabılarımı çıkararak ona yardımcı oldum. Peşinden göğsümden itip yatağa düşürdü beni. Yüzünde öylesine müthiş ve şehvet dolu bir ifade vardı ki, yalnızca seyrederek kafayı yiyebilirdim.
Ama buna fazla izin vermedi Sonay. Üstüme adeta atladı ve bir anda artık çatlama noktasına gelmiş durumdaki yarağımın üstüne oturuverdi. Öylesine ıslaktı ki, bir anda taşaklarıma kadar yutuverdi yarağımı. Ve aynı anda da, tüm vücudu dalga dalga sarsılıp, kıvranmaya başladı. Boşaldığını hissediyordum. Gözleri yarı kapalı, başı yana devrik, inliyordu.
Elimden geldiğince kendime hakim olmaya çalışıyordum ben de. Gerçekten de çok tahrik olmuştu karım. Yine de kendimi tutmayı başardım. Sonay durulup üstüme yığıldıktan sonra da, yavaş hareketlerle onu sikmeye başladım. Bu, onun yeniden tutuşmasına yetip de arttı bile. Tekrar yarağımın üstünde dans etmeye başlamıştı işte.
– “Aşkım, yarağın çok güzel…” diye inledi birden, “Çok güzel…”
– “Ama aklın hala kaldırdığın öbür siklerde değil mi bebeğim?”
O zaman tüm vücudu bir kez daha titremeye, kasılmaya başladı Sonay’ın. İnanılmayacak şekilde yine orgazm oluyordu. İtalyanların siklerini hatırlatmam yetmişti bunun için. Bir kez daha yığıldı üstüme.
Kımıldamadan öylece durup onun biraz kendini toplamasını beklemeye başladım. Derin derin soluklanıyordu.
– “Senin askerlerin kahvaltıda neler yaptığını göremedim ben biliyorsun,” dedim sonra da, – “Sırtım dönüktü onlara. Anlatsana biraz bebeğim.”
– “Beni tahrik ettiler.”
– “Bence asıl sen onları tahrik ettin galiba bebeğim. Yanılıyor muyum?”
– “Evet sevgilim,” dedi karım, “Siklerini kaldırdım. Ama onlar da öyle bir bakıyordu ki, ben daha çok tahrik oldum sonunda. Siker gibi bakıyorlardı sevgilim. Hele bir tanesi, gözümün içine baka baka şortunun üstünden yarağını sıvazlamaya başlayınca, iyice koptum ben de.”
– “Seni sikmek istediklerini açıkça belli ettiler yani…”
Yine heyecanlanıyordu Sonay. Vücudu yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Kalçaları, belli belirsiz oynuyordu ve hala amına gömülü duran yarağım bu hareketlerden nasibini alıyordu tabii.
– “Hoşuna gidiyor değil mi bebeğim?” diye bastırdım biraz daha.
Ama alabildiğim tek yanıt hafif bir inilti oldu. Bu arada kalçaları daha çok oynamaya başlamıştı. Aslında yanıtı bildiğim bir soru sorduğumun farkındaydım tabii. Elbette ki tüm bu olup bitenler son derece hoşuna gidiyordu karımın. Bu o kadar belliydi ki.
Ama benim de işin peşini bırakmaya niyetim yoktu bu arada.
– “Peki sen de istiyor musun..?” diye sordum bu sefer de.
Yanıt yalnızca derin bir inilti oldu. Kalçaları da daha çok hareketlendiler.
– “Söylesene bebeğim,” diye ısrar ettim, “İstiyor musun sen de?”
– “Hadi söyle bebeğim… İstiyor musun onların seni sikmesini?”
Sonay’ın bu seferki yanıtı, göğsümden kalkıp yeniden yarağımın üstünde oturmaya başlamak oldu. Gözlerini gözlerimin içine dikmişti.
– “Çok korkuyorum sevgilim…” dedi sonra da.
– “Neden korkuyorsun bebeğim? Sikilmekten ki korkuyorsun?”
– “Hayır sevgilim. Seni incitmekten korkuyorum. Sen benim kocamsın, sevgilimsin. İncinmeni istemem.”
– “Ve aynı zamanda da, sikilmek istiyorsun bebeğim, öyle mi?”
– “Ama beni incitmekten korkmana gerek yok ki bebeğim. Birilerinin seni sikmek istemesi beni ne hale getiriyor, farkında değil misin? Hissetmiyor musun içindeki yarağımın ne kadar kalkmış olduğunu?”
– “Evet sevgilim. Hissetmez olur muyum? ”
Şimdi iyice hareketlenmişti karımın kalçaları. Yarağımın üstünde yeni bir dansa başlamıştı sanki. Ağzından küçük çığlıklar kaçırarak kalçalarını yukarı aşağı oynatıyor, yarağımı içine alıp çıkarıyordu yeniden. Tanrım, konuşmam bile müthiş tahrik ediyordu Sonay’ı. Gözlerini kapamış, başı göğsüne düşmüş, büyük bir hırsla sikiyordu. Son darbeyi indirmenin zamanı gelmişti yani.
– “İçindekinin benim değil de o İtalyanlardan birinin yarağı olduğunu hayal etmiyor musun şimdi bebeğim?” diye sordum birden.
– “Evet…” diye bağırdı karım, “Immmmmhhhhh evet, evet, evet…”
Tüm vücudu dalgalanmaya başlamıştı. Artık ben de tutamazdım kendimi. Tohumlarımı, yarağımı bir mengene gibi sıkıştıran amının en dibine fışkırtmaya başladım. Bunu hissetmek Sonay’ı da kopardı. Sarsıla sarsıla oda boşalmaya başladı.
Sonra kelimenin tam anlamıyla bitkin düştük ikimiz de.
Kendime geldiğimde karımla sarmaş dolaş yatıyorduk. Başını göğsüme gömmüştü. Ben hareketlenince yüzünü kaldırıp gözlerimin içine baktı. Sanki bir suçlu çocuk ifadesi vardı o güzelim yüzün. Dudaklarımı dudaklarına yapıştırıp onu öpmeye başladım.
Bana sımsıkı sarılmış, öpüşlerime büyük bir ateşle karşılık veriyordu. Yeniden şehvetten alev alev bir hale gelmesi için yalnızca küçücük bir kıvılcımın yetebileceğini görüyordum. Ama bir taraftan da dikkatli olmam gerektiğinin farkındaydım. Nerdeyse akşam olmak üzereydim
– “Sanrım artık kalksak iyi olur sevgilim” Dedim. Bana dahada sokuldu
– “Ohhhh sevgilim,” dedi kısık bir sesle, “Seni o kadar çok seviyorum ki…”
– “Bende” dedim dudaklarını öperken
Banyoya girerek bir duş alıp akşam yemeğini yemek için dışarı çıktık. Bu gece otelde kalacaktık. Restoranda yemeğimizi yedikten sonra iki kadehte şarap ısmarladım Garson efendim terasımız çok güzeldir isterseniz şaraplarınızı orada içmenizi tavsiye ederim diyerek gitti restorandan direk otelin terasına çıkılıyordu. Teras gerçekten de garsonun dediği kadar vardı çevreyi seyretmeye başladık trasın odlukça güzel bir manzarası vardı yeşillikler ve mavilikler içinde bir oteldi. Otelin arkasındaki ormandan gelen temiz hava ile denizin kokusu birbirine karışmıştı. Bu arada garson şaraplarımızı getirmiş Şaraplarımızı içtikten sonra terasta biraz daha oyalanıp doğruca odamıza çıktık. Eğer o İtalyanların olduğu bara bir kez daha gidersek biliyorum ki karım kendini tutamayacaktı.
O akşam sabah 4 e kadar seviştik. İkimiz de kıtlıktan çıkmış gibiydik. Seks yüzünden yemek yemeyi unuttuk, karnımız çok acıkmıştı. Öyle ki kahvaltıyı bile bekleyemedim ben. Sonay’a ben büfeye gidiyorum, varsa tost yaptıracağım, ister misin? dedim. O da
-“Hayır aşkım.” dedi, daha ben çıkmadan uyuyuverdi. Büfeye giderken yorgun ancak oldukça mutluydum. Otelin yakınında ki büfeden bir tost yaptırıp açlığımı bastırdım, geldim odaya. Sarıldım karıma ve uyudum.
Sabah olduğunda ki öğlen olmuştu kalktığımızda, kahvaltıyı kaçırdığımız için ilk olarak öğlen yemeği yiyelim dedik. Çevredeki restoranların birinde güzel bir yemek yiyip çevreyi gezdik biraz. Sonra otele dönerek mayolarımız aldık ve otele ait olan plajda biberlimizi kremleyerek denize girip yorulana kadar yüzdük Daha sonra odamıza giderek dinlenmeye başladık Akşama doğru duşlarımızı alıp giyindikten sonra yemek yemek için aşağı indik. Bugün etrafı dolaşacaktık biraz
Tam otoparka çıkıp arabaya gidiyorduk ki Karım cep telefonunu odada unuttuğunu söyledi. Ya boş ver ne gerek var dedim, Tatildeyiz. Yok olmaz dedi, Annemler arayacaktı bugün şimdi açmazsam, merak ederler dedi. İyi o zaman ben arabada bekliyorum git al dedim. Karım çıkalı birkaç dakika geçmişti ki odanın geriş kartının bende olduğunu fark ettim. Yetişmek için Hızla karımın peşinden koştum fakat yetişememiştim odamıza vararak kapıyı cebimdeki kartla açtım baktım odada yoktu. Ancak banyodan şakır şakır su sesi geliyordu acaba duşa mı girdi diye düşünerek banyoya yöneldim gördüklerim karşısında bir anda afallamış şaşkına dönmüştüm. Karım beni otelin temizlik görevlisi ile aldatıyordu 18 yaşlarında bir çocuğun yarağını ağzına almış iştahla emiyor çocuk
-“Ah oh harikasın abla” diye sesler çıkarıyor bir yandan da yarağını daha derinlere sokabilmek için karımın kafasını eliyle kasıklarına doğru bastırıyordu. Karımı o şekilde görmek bana garip bir zevk vermiş az önceki kızgınlığım geçmişti farkına varmadan kazık gibi olan yarağımı okşamaya başlamıştım. Birden çocuk yarağını karımın ağzından çekerek
-“Geliyorum abla!” diye inlemeye başladı. Çok geçmeden de spermlerinin hepsini karımın suratına boşalttı Sonay son bir hamleyle çocuğun yarağını ağzına alıp yaladı böylece yarağın etrafında kalan spermleri de son kırıntısına kadar yutmuş yarağı iyice temizlemiş ti. Karımın eli yüzü ve elbisesinin her yeri sperm olmuştu. Ben aceleyle toparlanarak oradan uzaklaştım beni görmesini istemiyordum
Arabaya binerek karımı beklemeye başladım. Bir yandan da olanları düşünüyordum Beklediğimden ve tahmin ettiğimden çok daha değişik bir karım vardı. Bunun iyimi kötümü olduğuna karar verememiştim. Kötü tarafı artık biliyordum ki orospu bir karım vardı ve eminim her önüne gelene verecekti. İyi tarafı ise seks konusunda kurduğum gerçekleştirmeyi hayal bile edemeyeceğim her türlü fanteziyi karımla çok kolay gerçekleştirecektim. Biraz önce yukarıda gördüğüm manzara karşısında duyduğum heyecan ağır basmıştı.
Aradan 20 dakikadan fazla geçti. Karım hala gelmemişti. Banyo yaptığını ve elbisesini değiştirdiğini düşünüyordum Neyse ki büyük kapıda göründü karım. Birden öyle görünce acayip heyecanlandım. Karşımda süper mini eteğiyle arabaya doğru geliyordu. Halbuki odadan beraber ayrıldığımızda Üzerinde başka bir kıyafet vardı. Demek ki işini bitirdikten sonra değiştirmişti kıyafetini. Üstelik üzerindeki kısa kollu tshirtü de çıkartmış, onun yerine göbeği açıkta bırakan askılı bir badi giymişti. Sanki karşıdan gelen karım değil bir orospuydu. Şapkası, güneş gözlükleri ve topuklu ayakkabısıyla görünce böyle yarağım kazık gibi oldu.
Karım otelin kapısından çıkıp arabaya gelene kadar zaten, otele yeni gelen 2 erkek müşteri, oradan geçen lise 3 yaşlarındaki genç ve otopark görevlisinin dikkatlerini üzerine toplamıştı bile. Arabaya biner binmez
-“Kız bu ne hal?” dedim.
-“Nolmuş halime?”
-“Ne olmuşu mu var, süper olmuşsun.” O da gülerek
-“Zaten anca böyle tatilde görürsün dedi.?”
-“Neden bu kadar geç kaldın? Yarım saattir seni bekliyorum.” Karım bir anda utandı, yüzü kızardı,
-Yok bir şey üzerimi değiştirirken makyajım bozulmuş onu düzelteyim dedim.”
-“İyi yapmışın aşkım böyle çok daha seksi olmuşun.” dedim. Ama yukarıda ne olduğunu ben biliyordum ve kaltak karım bana söylemiyordu.
-“Doğruyu söylesene kızım kocalara yalan söylenmez ”dedim. Ben arabanın marşına hala basmamıştım.
-“Söylersem kızmayacağına söz ver.”
-“Kızacak bir şey mi yaptın ki?
-“Yaa lütfen sen söz ver.”
-“Tamam tamam söz kızmayacağım sen söyle hadi.” Yüzüme baktı ve anlatmaya başladı.
-“Resepsiyondan odanın geriş kartını istedim, bilgisayara baktı ve odanız şu anda temizleniyor dedi görevli. Olsun dedim, telefonumu alıp çıkacağım zaten En az birkaç saat yokuz dedim. Kadın verdi geriş kartını. Kapıya geldim, kartı okutup kapıyı açınca içerde temizlik görevlisi bekliyordum ama kimse yoktu. Temizliği uydurup gittiler herhâlde dedim. Telefonumu diğer çantamdan aldım. Almamla birlikte banyodan gelen bir ses duydum. Zaten içeri sessizce girmiştim. Parmaklarımın ucunda yürüyerek Yavaşça banyoya gittim ki ne göreyim: otelin kat görevlisi temizlikçi benim seni çıldırtmak için giydiğim jartiyerli çorabımı ve tongamı almış, yarağına yüzüne sürterek mastürbasyon yapıyor.
Kapıdan içeri girmedim, sadece kafamı uzattım. Sessizce izledim. Çocuk 18’li yaşlardaydı, orta boyluydu ama yakışıklıydı. Çorabımı kokladı, sonra yarağına doladı vs. Derken ben de heyecanlandım. O anda iki gündür beni kudurtan İtalyanlar geldi aklıma. Sonuçta o çocuk beni becerdiğini hayal ediyordu kafasında. İçim bir garip oldu. Elimi amıma götürdüm ki ıslanmış. Ben de çocuğu izleyerek amımı parmaklamaya başladım.
Karımı hemen oracıkta arabanın içinde sikebilirdim. Yarağım o kadar sertleşti ki götünü bile kremlemeden sikebilirdim. Anlattıkları birden beni de heyecanlandırdı. Benim de dikkatli dinlediğimi fark etmiş olacak ki ballandırmaya başladı karım anlatırken.
-“Amım sular içinde kaldı. G-strinğden taşan amımın suları eteğimin önünü sırılsıklam yaptı, belli oluyordu uzaktan bile. Böyle 5 dk. Kadar çocuğu izleyerek orgazm oldum. İniltiler çıkardım sanırım ses yaptım ki çocuk bir anda durup bana baktı.
-“Abla çok özür dilerim, benim kötü niyetim yoktu da nolur şikayet etmeyin.” Diye yalvarmaya başladı.
-“Bir şartla affederim.” dedim. Çocuk
-“Ne istiyorsanız yaparım abla, yeter ki şikayet etmeyin” beni diye yalvarırken elinden çekerek banyodan çıkardım çocuğu. Ayakta dikiliyordu. Önüme baktığımda ise amım tekrar sulanmaya başladı. Öyle ihtişamlıydı ki yarağı içime almamak için zor tuttum kendimi.
-“Peki ne yaptın be orospu, anlat hadi.” Diye sabırsızca çıkıştım. Karıma orospu demem hoşuna gitmişti. Gülümsedi, bir eliyle benim yarağımı tuttu, hala arabanın içindeyiz.
-“Çocuğun yarağı seninkinden kalındı, biraz daha uzundu. İçime alıp almamakta tereddüt ettim çünkü seni seviyordum ve ilk günden aldatmak istemedim. Onun yerine çocuğun yarağını ağzıma aldım. Çocuk da hayretler içinde kaldı, gözlerine inanamadı. Zaten kalkıktı, bu konuşmaların üzerine inmemişti bile. Ben de ne yapayım kocacığım yaa çocuğu da üzmek istemedim, ağzıma aldım yarağını, 5 dakika boşalttım. Hem suratıma hem de göğüslerime fışkırdı çocuk, ben de temizlemedim sen temizlersin diyerek.” bana sokuldu. Ben diyecek söz bulamamıştım. Karım hep gizliden gizliye içimde beslediğim o paylaşma duygusunu ateşledi. Yarağıma dokunsa boşalacaktım. Karım da
-“Kızmadın di mi aşkımmm?” diyerek dudaklarını büktü. Ben de yapıştım dudaklarına.
-“Bu yüzden mi böyle mini etek giydin?” dedim.
Garson her rastladığımızda karıma hayran hayran bakıyor kaçamak gülücükler atıyordu. Kârımındı ona karşılık verdiğini görünce içimi bir kıskançlık kavradı.
-“Ne o unutamadın galiba ufaklığı?” diyerek alaycı bir ses tonuyla sordum. Karım
-“Kızma ama unutamadım vallahi.” deyince
-“Eğer çok istiyorsan devamını yapabilirsin.” dedim. Karım şaşırmıştı benden böyle bir teklif beklemediği belliydi.
-“Nasıl yani? dedi şaşkınlıkla.
-“Eğer onunla bana anlattığın şeylerin devamını yapmak istiyorsan akşam odaya çağır.” Karımın şaşkınlığı hala geçmemişti.
-“Ciddi misin?” diye tekrar sordu.
-“Elbette, bende gizli olmamak şartıyla istediğin her şeyi yapabilirsin birkaç farklı kişilerin yapmasıyla tükenmez ya küçük Sonayım.” diye müzip müzip Güldüm. Karım hemen resepsiyona giderek kat görevlisini buldu adı onurmuş. Yanıma döndüğünde
-“Tamam aşkım saat 6 da bitiyormuş mesaisi akşam gelecek.” dedi.